Re: Rabbin öğretisi

#34912
Anonim
Pasif

*KATOLİK ve PROTESTAN KİLİSELERİ ARASINDAKİ FARKLILIKLARI
NEDİR..?

*BU FARKLILIKLAR NE ZAMAN BAŞLADI..?

Pastör: Daniel Wickwire.

1975 yılında Vatikan’ı ziyaret ettim. Vatikan içinde bir “seminary” yani bir dini eğitim merkezi var ve bu okul Roma Katolik Kilisesinin ana eğitim merkezi sayılmaktadır. Bu okulu ziyaret ederken, bir öğrenciyle konuştum ve ona şu soruyu sordum: “Bu okulda neler öğreniyorsunuz?” Şöyle cevap verdi: “Efendim, biz burada Katolik Kilisenin Tarihini, Papazların koymuş olduğu kanunları, kilisenin geleneklerini, ayinleri, törenleri ve bunun gibi konular üzerinde çalışıyoruz.”

İşte, Katolikler ve Protestanlar arasındaki temel fark budur. Katolikler daha çok gelenekler ve papazın emirlerine” bağlıdırlar. Protestanlar ise, tamamen “Kitab-ı Mukaddes’e” bağlıdırlar. Protestanların ana prensibi şudur: “Sola Scriptura.” Bunun anlamı: Önemli olan sadece ve sadece “Tanrı’nın Sözü’dür” demektir. Protestanlar “Ehl-i Kitap” Hıristiyan sayılırlar; Katolikler ise daha çok “geleneksel” Hıristiyanlar sayılmaktadır. Protestanlar için, insanların sözleri ve gelenekleri pek önemli değildir. Ancak Tanrı’nın sözleri önemlidir. Dolayısıyla, protestanlar için bir papazlık müessesesi yoktur. Onların başı Mesih’in ta kendisidir.

Peder Charles Chinique yaklaşık 50 sene boyunca bir katolik rahip olarak hizmek ettikten sonra, nihayet bir karar aldı: bir kez olsun Kitab-ı Mukaddes’i okuyayım diye. Kitab-ı Mukaddes’i okurken çok şaşırmaya başladı, çünkü Katolik Kilisenin yaptıkları ve Kitab-ı Mukaddes’in dedikleri arasında oldukça büyük bir fark olduğunu görmeye başladı. Peder Chinique bu pratik farklılıkları baş rahiplere gösterdiğinde onlar, “Sus, burada bir sorun çıkarma yoksa başın derde girer.” dediler. Ama bu cevap ona pek yeterli gelmedi ve bu farklılıklar hakkında daha çok şikayet edince, sonuç olarak Katolik Kilisesinden kovuldu. Bundan sonra bunlar hakkında bir kitap yazdı. Şimdi bu farklılıklara bakalım:1

*—-Piskoposların Hakimiyeti:

M.S. ikinci yüzyılda “piskoposların” hakimiyeti başladı. Yani bazı insanlar kilise üzerinde hakimiyet kurmaya başladı. (Kanun 204.2)2 Bu olay, İncil’in temel öğretilerinden biraz farklı sayılabilir çünkü İncil’e göre kilisenin evrensel tek bir “önderi” vardır — o da “Mesih”in ta kendisidir. (Efesliler 1:22-23; Koloseliler 1:18)

*—-Bebeklerin Vaftizi:

M.S. 150 civarında bebeklerin vaftiz edilmesine başlandı. (Kanun 849) İncil’e göre vaftizin anlamı şudur: Bir insan İsa’yı Rab ve Kutarıcı olarak kabul ettikten sonra, o kişi halkın önünde vaftiz olurken onun yeni imanı hakkında bir tanıklık verir. Bu törenin ruhani bir anlamı vardır: Suya batırılırken bizim eski günahlı hayatımıza karşı öldüğümüz simgelenmektedir. Mesih nasıl bizim günahlarımıza karşılık ölmüşse, biz de eski hayatımıza karşı ölüp gömülüyoruz. Sudan çıkınca, şu ifade ediliyor: Yeni hayatımıza karşı diriliş. Nasıl ki Mesih ölümden dirilmişse, ve böylece bizim için yeni bir hayat kazanmışsa, biz de aynı şekilde Mesih’in yeniden dirilişine katılıyoruz, yeni bir hayata başlamış bulunuyoruz demektir. İşte, burada, bebekler buna katılamıyorlar çünkü hala ufak oldukları için, onlar henüz bu ruhani konular hakkında düşünemezler ve karar veremezler. Dolaysıyla, vaftiz olayı, ancak ve ancak “iman” edenler için geçerli bir törendir. (Elçilerin İşeri 2:41)

*—-Dinsel Ayinler:

M.S. üçüncü yüzyıl civarında kiliseler de Hıristiyanlık dışı ayinler yapılmaya başlandı. Mumlar, tütsü ve özel giysiler törenlerde yer aldı. (Kanun 1190) M.S. 850’de de kutsal su ve çeşitli mukaddes emanetlerin kullanılmasına başlandı. Ama İncil’de bunun gibi şeyler hiç kullanılmamıştır. Kitab-a göre, dinsel ayinler, ezberlenen dualar, şekilcilik, ve resmi dini törenler, bunlar pek önemli değildir. Yahut “din” önemli değil diyebiliriz. (Galatyalılar 5:6 & 6:15) Yani İsa Mesih “Hıristiyanlığı” bir din olarak kurmaya gelmedi. Aksine, İsa Mesih, insanları günahtan “Kurtarmak” için geldi. Tanrı’nın işi din değildir. “Tanrı’nın işi O’nun gönderdiği kişiye iman etmenizdir.” (Yuhanna 6:29)

*—-Ölüleri için Dua Edilmesi:

M.S. 310’da ölen insanlar için dua edilmeye başlandı. (Kanun 901) Oysa, İncil’e göre ölmüş olanlar için yapılabilecek hiç bir şey yoktur. İnsanların duaları onların sonsuz durumunu hiç etkileyemez. (Luka 16:26; İbraniler 9:27)

*—-Devlet Dini:

M.S. 394 yılında, İmparator Konstantin Hıristiyanlığı devlet dini yaptı. Ama İncil’e göre, böyle bir şey yapılmamalıydı. Çünkü, Tanrı’nın Egemenliği siyasal boyutta değil, ruhsal boyutta bulunmaktadır. “Tanrı’nın Egemenliği gözle görülür bir şekilde gelmez. İnsanlar da, ‘İşte burada’ ya da, ‘işte şurada’ demeyecekler. Çünkü Tanrı’nın Egemenliği içinizdedir.” (Luka 17:20-21) “İsa, ‘Benim krallığım bu dünyadan değildir” diye karşılık verdi. ‘Krallığım bu dünyadan olsaydı, yandaşlarım, Yahudilere teslim edilmemem için savaşırlardı. Oysa benim krallığım buradan değildir.’” (Yuhanna 18:36)

*—-Rahipler için Evlenme Yasağı:

M.S. 405 yılında rahipler için evlenme yasağı fikri ortaya çıktı; M.S. 1079’da bu fikir kanunlaştı; M.S. 1123’te yürürlüğe girdi. (Kanunlar 277.1 ve 1273) Ama bu dokrin Kitab-ı Mukaddes’e uygun değildir. “Bu yalancılar evlenmeyi yasaklayacak…” (1 Timoteyus 4:3) “Ama cinsel ahlaksızlıklardan dolayı her erkeğin bir karısı, her kadının bir kocası olsun.” (1 Korintliler 7:2)

*—-Meryem “Tanrı’nın Annesi”:

M.S. 431 yılında Meryem “Tanrı’nın Annesi” olarak adlandırıldı, ve ona ibadet edilmeye başlandı. (Kanun 246.3) Roma Katolik Kilisesi 1931’de bu görüşe inandığını tekrarladı. (Kanunlar 246.3 ve 263.4) Bu öğretişler Kitab-ı Mukaddes’e tamamen aykırıdır. (İşaya 42:8; Matta 4:10)

*—-Günah Çıkarma:

M.S. 451 yılında rahipler, insanların günahlarını çıkarma işine başladılar; (Kanun 964) M.S. 1215’te bu mecburi hale getirildi. Bu işlem para karşılığı yapılıyordu. (Kanunlar 947-951, 992-996 ve 1264) M.S. 1164 yılında kişi pişman olunca kilise tarafından günah cezasının bir kısmının affolunmasına başlandı. Oysa İncil şöyle söylemektedir: “Çünkü Tek bir Tanrı ve Tanrı ile insanlar arasında tek bir Aracı vardır. Bu da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır.” (1 Timoteyus 2:5-6) Dikkat edersiniz, aracı Meryem değil, Papa değil, bir rahip değil, hoca değil; melek değil; tek geçerli aracı İsa Mesih’tir. (Yuhanna 14:6; Elçilerin İşleri 4:12) Ayrıca bu tür işlemler para karşılığnda yapıalmaz. (Elçilerin İşleri 13:38-39, 1 Korintliler 3:8-15; 1 Yuhanna 1:7-9 & 2:1-2 & 12.).

*—-Araf Öğretişi:

M.S. 593 yılında “Araf” öğretisi öğretilmeye başlandı; M.S. 1439’da bu olay resmileşti. (Kanunlar 1030-1032) Ama İncil’de böyle bir öğretiş veya ayet yoktur. Bu öğretiş “Apokrif” kitaplardan alınmıştır. Ama bu “Apokrif” kitaplar Hıristiyanlığın başlangıcından beri kabul edilmemiştir. (Tesniye 4:2, Esinleme 22:18-9) Ancak M.S. 1546 yılında, Trent Konsülünde, Roma Katolik Kilisesi tarafından Kitab-ı Mukaddes’e 14 “Apokrif” kitap eklenerek kabul edildi. Ama ilk dönem Yahudiler ve Hıristiyanlardan, hiç kimse “Apokrif” kitapları Tanrı’nın Sözü olarak kabul etmemişlerdir. Zaten “Araf” öğretişi İncil’e uymamaktadır. İncil’e göre: “Bir kez ölmek ve ondan sonra yargılanmak nasıl insanların kaderiyse, böylece Mesih de birçoklarının günahlarını yüklenmek için bir kez kurban edildi.” (İbraniler 9:27)

*—-Papazlık Olayı:

M.S. 606 yılında, Papalık kurumu resmi olarak İmparator Phoceas’ın 1. Papa olarak ilan edilmesiyle başladı ve ona tüm dünya kiliselerine hükmetmesi için dini yetki verildi. (Kanun 1256) Fakat İncil’e göre, evrensel kilisenin tek önderi “Mesih”tir. (Koloseliler 1:18) Aynı tarihte, Meryeme dua edilmeye başlandı. İncil’e göre ancak Allah’a dua edilir. (Matta 6:5-9; 1 Timoteyus 2:5).

*—-İnsanlara Eğilmek:

M.S. 709 yılında Papa’nın ayağı öpülmeye başlandı. (Kanun 245.2) Halbuki, İncil’e göre böyle bir hareket olamaz! (Elçilerin İşleri 14:11-18 & Esinleme 19:10 & 22:8-9) “Kimse sizi ‘Rabbi’ diye çağırmasın. Çünkü sizin bir tek öğretmeniniz var ve hepiniz kardeşsiniz. Yeryüzünde kimseye ‘Baba’ demeyin. Çünkü tek Babanız var, O da göksel Baba’dır. Kimse sizi ‘önder’ diye çağırmasın. Çünkü bir tek önderiniz var, O da Mesih’tir.” (Matta 23:8-10). “Şimdi ben insanların onayını mı, Tanrı’nın onayını mı arıyorum? Yoksa insanları mı hoşnut etmeye çalışıyorum? Eğer hala insanları hoşnut etmek isteseydim, Mesih’in kulu olmazdım.” (Galatyalılar 1:10)

*—-Dini Putperestlik:

M.S. 800 civarında dini heykeller, (Kanun 1188) resimler (Kanun 1190) kutsal olarak benimsenmeye başlandı, ve bunlar kanunlaştı; (Kanun 1237.2 ve 1188) Aynı tarihte, Haç’a ibadet edilmeye başlandı. Bazı Katolik Kiliselerinde, insanlar Meryem’in heykelinin ayaklarını bile öpüyorlardı. (Kanun 1237.2) Bu da tamamen Kitab-ı Mukaddes’e aykırıdır. (Çıkış 20:4-5)

*—-Azizlerin Yüceltilmesi:

M.S. 995 yılında ölü azizlerin yüceltilmesine başlandı. (Kanunlar 400 ve 1187) Bu da Kitab-ı Mukaddes’e uygun değildir. (Tesniye 10:17; Elçilerin İşleri 10:34, Romalılar 2:11 & 3:21-28; Galatyalılar 2:6).

*—-Orucun Meburiyeti:

M.S. 998 yılında cuma günleri oruç tutmak mecbur edildi. (Kanun 1251) İncil’de oruç vardır, ama her hangi bir mecburiyet yoktur; zaman yoktur; şekil yoktur; ve süre yoktur. İmanlıları bu ayrıntılara Kutsal Ruh yöneltir. (Matta 6:16-18; Luka 18:9-14; Koloseliler 2:15-23).

*—-Şekillenmiş Dualar:

M.S. 1090 yılında, tesbih ile okunan dualar başladı. Bu dualar, metinlerde geçtiği gibi, aynen, tekrarlanıyordu. (Kanun 276.3 ve 834.1) İncil, şekilcilik, gösteriş ve resmi dinsel ayinlere karşıdır. (Matta 6:5-15; Yuhanna 4:24; Efesliler 6:18; Yahuda 1:20)

*—-Engizisyon Mahkemeleri:

M.S. 1184 yılında Katolik Kilisesinin doktrinlerine karşı olan kimseler için Verona Konsülü tarafından Engizisyon mahkemeleri kuruldu, Kutsal Roma Katolik Kilisesi adına 5-15 milyon kişi işkence edilerek öldürüldü. (Kanun 751) M.S. 1215’te bu olay dördüncü Lateran Konsülü tarafından kanunlaştırıldı ve teşvik edildi. (Konon 1371) Bu hareketler tamamen İncil’e aykırıdır. İncil, “düşmanlarınızı sevin” diyor. (Markos 10:19; Luka 6:27-30; Romalılar 12:9-20; Galatyalılar 5:19-21; Efesliler 6:10-18; İbraniler 10:30; Esinleme 22:15).

*—-Rabbin Sofrası töreni..(Transubstantiation)

M.S. 1215 yılında “komünyon” – (Rab’bin Sofrası töreni – transubstantiation) Roma Katolik Kilisesi komünyonunda yenen şarp ve ekmeğin gerçekten İsa Mesih’in kanı ve bedeni olduğunu öğretmeye başladılar. Rahipler ekmek ve şarabın İsa Mesih’in bedeni ve kanına dönüştüğünü iddia edip bunu kendi topluluklarının günahları için kullanmaya başladılar. (Kanunlar 897 ve 904) Buna göre, her komünyon yapıldığında İsa Mesih yeniden kurban edilmektedir. Bu İncil’e aykırıdır. (İbraniler 6:4-6 & 9:1–10:18; Esinleme 20:15).

*—-Rab’bin Sofrası Halka Yasaklanmış:

İncil’de bahsedilen Rab’bin Sofrası törenin amacı, Mesih’in bizim günahlarımıza karşı olan ölümünü anmaktır. (1 Korintliler 11:25-26; Yuhanna 6:63). M.S. 1414 yılında, sıradan halkı Rabbin Sofrasından (komünyon) çıkardılar, bu sofra sadece rahipler içindir görüşü hakim olmaya başladı. (Kanun 908) İncil’e göre bu tören İsa Mesih’e iman etmiş herkes içindir. Hiç bir ayırım yoktur. (Matta 26:26-28; Elçilerin İşleri 2:42 & 46; 1 Korintliler 11:27-34).

*—-Farklı bir Vaftiz:

M.S. 1311 yılında tamamen suyun içine batırılarak yapılan vaftizin yerine, su serpilerek vaftiz etme törenleri başlatıldı. (Kanun 849) Oysa, daha önce de belirttiğimiz gibi, İncil’de, suya tamamen batırılarak yapılan vaftizin belli bir anlamı ve önemi vardır. İncil’deki bütün örnekler böyledir. (Yuhanna 3:5 & 22-23; Elçilerin İşleri 8:36-39; Romalılar 6:3-4; Koloseliler 2:11-13.)

*—-Geleneklerin Kanunlaştırılması:

M.S. 1545 yılında, ilahiyatçıların ve papazların hadisleriyle Kitab-ı Mukaddes eşit tutuldu. (Kanun 750) Ama bu konu hakkında, İsa Mesih ta bu olaylardan önce şöyle söyledi: “Böylelikle, geleneğiniz uğruna Tanrı’nın Sözünü geçersiz kılmış oluyorsunuz. Ey ikiyüzlüler! Yeşaya’nın sizinle ilgili şu peygamberlik sözü ne doğrudur: Bu halk dudaklarıyla beni sayar, ama yürekleri benden uzaktır. Boşuna bana taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan kurallarıdır.” (Matta 15:6-9 ve Yeremya 29:13)

*—-Meryem’ın Yüceltilmesi:

M.S. 1854 yılında, Meryem’in İsa Mesih gibi doğduğunu, saf, ve günahsız olduğunu öğretmeye başladılar. (Kanun 246.3) İncil’e göre, tüm insanlık içerisinde günahsız doğan tek kişi İsa Mesih’tir. (Mezmur 51:5; Luka 1:46-47; Romalılar 3:9-12 & 23; 1 Yuhanna 1:8-10) M.S. 1950’de Meryem’in Mesih gibi cennete yükseltildiğini öğretmeye başladılar. Oysa, İncil’e göre; “Gökten inmiş olan İnsanoğlu’ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır.” (Yuhanna 3:13)

*—-Papazın Yanılmazlığını:

M.S. 1870 yılında, Roma Katolik Kilisesi, Papa’nın yanılmaz olduğunu deklare etti. (Kanunlar 749.1, 1404 ve 1442) İncil’e göre, her insan yalan söyleyebilir ve hiç kimse kusursuz değildir. (Elçilerin İşleri 5:29; Romalılar 3:4) Ayrıca, eğer bir Papa söylediklerinde yanılmaz olduğunu iddia ederse ve yanlış bir şey yaparsa, nasıl tövbe edebilir? Böyle bir durumda, bir kısır döngü içerisinde kalınmış demektir. Üstelik hangi insan hata yapmaz? (1 Yuhanna 1:7-9)

KAYNAKLAR:
Dipnot 1: Burada verilen tarihsel kararlar, Peder Charles Chinique’nin “Fifty Years in the Church of Rome” (Roma Kilisesinde Elli Yıl) adlı kitabından alınmıştır.

Dipnot 2: Katolik Kilisesinin yeni “Kanunlarının” numara sayıları, Thomas Schirrmacher’nin Internet’teki yazısından alınmıştır: “Has Roman Catholicism Changed? An Overview of Recent Canon Law.” a (Roma Katolik Kilisesi Değişmiş Midir? Yeni Kanun Hükümlerinin Özgeçmişi) (bkz. Canon Law.htm