Re: Protestan Kilisesi-Escinsel Evlilikler
Mevzûyu başlıkla alâkalı olarak, sâdece ‘eşcinsellik’ bağlamında ele almamak lâzım. Hemen bütün günah sayılan davranışlar, RAB Tanrı tarafından sevilmezler. Hepsi de, derece derece iğrençliklerdir.
Fakat bu meyanda, günah işlemeyen hiç kimse de yoktur. Şu hâlde, kendimizi günahlardan azâde görüp, konuyu Ferisi mantığı ile değerlendirmemek gerek.
MESİH; günahkâra değil, günâha karşıdır. İnsanların günâhlı hayattan uzak kalmalarını sağlamak için, onlara İman ve Kutsal Ruh’un gücünü tavsiye etmiştir. Bir davranışa, olguya kötü demek o kadar önemli değil. Kötü olanla; hem nefsimiz de, hem de içinde bulunduğumuz toplum, hattâ insanlık adına mücadele edebilmektemiyiz ?
“Ya sen, ey Kefernahum, göğe mi çıkarılacaksın? Hayır, sen ta ölüler diyarına ineceksin! Çünkü sende yapılan mucizeler Sodom’da yapılmış olsaydı, o kent bugüne dek ayakta kalırdı.Sana şunu söyleyeyim, yargı günü Sodom diyarının hali, seninkinden daha dayanılır olacak!“
Görüldüğü üzere yargı günü içinde bulunacakları durum, Sodom ahalisinden daha vahim olacaklar var. Ama ne hikmetse hep eşcinseller ön plâna çıkarılır.!
Zannımca; insanı aşağılayanlar ve sömürenler, onların iyi niyet ve saflığından istifâde edip istismar edenler, dünyevi menfaatler için başkalarına yalakalık edenler, bütün yalancı ve ikiyüzlüler en aşağılık işleri yapmaktadırlar. Bunlar; sâdece kendisi gibi bir eşcinsel ile birlikte yaşayan, fuhuş yapmayan, kendi halini ‘Doğal’ görüp başklarına da bunu empoze etmeyen kimselerin kesip attığı tırnak olamazlar. Bu kimselerin hâlinin, Sodom ahalisinden daha beter olması muhtemeldir.
En büyük günah; içi ve dışı başka olmaktır; iki yüzlülüktür.
Buna sebep olan şey de, benliktir.
Benliğini zapt-u rapt altına alamayan, en azından bunu gayreti içinde olmayan kimselerin sözleri, soğuk hava da ağızdan çıkan nefes gibidir. Bir an buhar gibi bir şey farkedilir de, sonradan kaybolup gider. İncil den bir âyeti bir kimsenin ağzından dinlediğimizde; hiç etkilenmediğimiz, hattâ rahatsızlık duyduğumuz olur. Bu rahatsızlığın sebebi, o kişinin özünün, ağzından çıkanla farklı noktalarda olmasıdır. Ama aynı âyeti, başka bir zaman başka bir kimseden işitiriz ve hemen nasipleniriz. Çünki o kimse dürüsttür. O kimse kendi yapmadığı işleri başkalarından istemez/anlatmaz. O kimse de Kutsal Ruh çalışmakta, ağzından çıkan sözler Ruh’un etkisiyle oluşmaktadır.
Din bilginleri ve Ferisiler Musa’nın kürsüsünde otururlar. Bu nedenle size söylediklerinin tümünü yapın ve yerine getirin, ama onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü söyledikleri şeyleri kendileri yapmazlar.Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının omuzlarına koyarlar da, kendileri bu yükleri taşımak için parmaklarını bile kıpırdatmak istemezler.
Dinleri biribirleriyle güreştirenler, ya henüz imânın ne olduğunu bilemeyecek kadar saftır ve kendisinin inancına hizmet ettiğini zannetmektedir; ya da -inanca müteallik bir ‘Nefs-i müdâfaa’ saikiyle cevap vermiyorsa- dumalı havaları yeğleyen ‘Kurt’tur.
Zorluğunu bizzat nefsimizde yaşamadığımız hususlar da, Kutsal Kitaptan bir ayete dayanarak, başkalarını yargılamak pek âdilâne durmuyor.
Doğrudur. Kutsal Kitap’a göre bu davranış çok çirkindir.
Fakat unutmamak gerekir. Bizler insana karşı olamayız. Bizler günaha sebep olan güçlere karşı olmak durumundayız.
Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır. Efesliler 6/12
Netice itibâriyle, başlığa konu olan kilisenin yaptığı yanlıştır. Tanrı’nın standartlarını değiştirmeye çabalamak İmanı zedeler. Mühim olan bu standartları değil, İNSANI DEĞİŞTİRMEKTİR.
Çünki MESİH öyle yapmıştır.
Saygılar.