Re: Oruç hakkinda ruhsal bilgiler

#30513
Anonim
Pasif

Oruçta zaman kavramı asla yoktur. Başlangıç ve bitim zamanını bizler belirleriz. Ruhsal bir yeterlilik ve doyuma ulaşmak için başlangıcı ve bitimi olması gerekmektedir. Tanrı’ya evvelce oruç zamanının bildirilmiş olması ve ona adanmış olması şarttır. Aksi taktirde bir önem taşımayacak ve bize bir fayda sağlamayacaktır.

Ne kadar bir zaman diye soru sorabilirsiniz! Bu zaman sizlere baglıdır.
Yüreginizdeki sese kulak verirseniz eger, Kutsal Ruh sizi bu konuda yönlendirecektir, kesinlikle. Oruçta önemli olan verim almaktır.
Keyfikeder bir süreç ve zaman olmamalıdır. Orucu bir istegin, bir arzunun yerine gelmesi ve o talebin olumlu sonuçla karşılanması olarak düşünmekte fayda vardır.
Önemli olan yürektir. Orucu tutma amacımızdır. Bu amaca ulaşım zamanı, taleplerinizin karşılandığı andır. Örnegin, Rab’be diyebilirsiniz:
‘’Kardeşim sana inanmamakta, seni tanımamakta. Bizlere gösterdiğin lütfu ona da göster, seçilmişlerin arasına al. Bu dileğimin gerçekleşmesi için sana yalvarıyor ve senden yardım istiyorum. Senden kardeşimi ( annemi, babamı ya da arkadaşımı ) istiyorum Rab. Bu arzum için oruç tutacagım. Dilegim yerine gelene dek, ( farzedelim ki siz bilgisayarsız bir yaşam düşünemiyor ve elinizin altında sürekli bir bilgisayar var ) şu saatten şu saate dek her gün ( ya da şu kadar hafta ) bilgisayar kullanmayacağım.’’

Bu talebimiz ve niyetimiz Tanrı’yı hoşnut edecek ve bize olumlu mesajlar verecektir. Bizse oruç esnasında sadece ve sadece Rab’bi düşünecek, onu yüceltecek, ona övgüler ve hamdlar sunacagız.
Dünyasallıktan kopacak, O’nunla iletişime geçecegiz. O’nunla zamanı paylaşacağız. Bundan mükemmel ne olabilir ki?

Kendi ilk orucumu hatırladım da, Kardeşlerle bir araya gelmiş ve bir konferansa katılmıştık istanbul’da. Konferansın bereketli geçmesi için ilk gün tanışma esnasında oruç tutma kararı aldık. Bu konuda kardeşlerle tek yürek olduk ve niyet ettik.
Bir sonraki konferans saatine kadar KONUŞMAMA ORUCU tutacaktık.
İlk orucumdu ve ne kadar kolay bir oruç diye düşünmüştüm. Konferans bitti ve orucumuz başladı. Salona elimizde kitaplarla iki kardeş geçtik ve oturduk kitap okuyoruz. Diger kardeşler kimi odasına çekildi, kimi bahçede dua yürüyüşleri yaptı. Herkes bi şekilde Rab’leydi.
O sırada başka bir gurup geldi salona. Ben ve arkadaşım konuşmuyoruz elbet. Onlarla da ilgilenmiyoruz. Bizi yabancı sandılar
Çocukları, nasılsa bizi anlamıyorlar düşüncesiyle bizimle ilgilenmeye başladılar. Yanıt veremiyorduk çocuklara. Çok zorlanmıştık.
Arkadaşımla göz göze geldik. Bişeyler yapmalı ve anlatabilmeliydik neler olduğunu.
Elimize kalem ve kağıt aldık ve çocuklarla iletişim kurduk. Bizleri dilsiz sandılar. Gülüştüler.
Onlara oruç tuttugumuzu, o nedenle konuşmadığımızı anlattık
İsa’dan söz ettik, müjdeyi paylaştık. Rab bizi bereketlemişti.
İlgi odağı olmuştuk salonda. Çocuklar ( 10 ila 13 yaş arası ) meraklıydılar. Sürekli sorular soruyor, bizlerden yazılı yanıtlar alıyorlardı. Rab’bin doğru zamanıydı ve karşımızda doğru kişiler vardı.
Bir saatlik bir sohbetten sonra çocuklar birçok soruya yanıt bulmuşlar ve bizleri anlamışlardı. Hamdolsun. Bir sonraki gün çocuklar koşarak yanımıza gelmişler ve bizlerle çok samimi bir havada sohbet etmişlerdi. Onlarla Rab’bi sesli bir şekilde paylaşmış ve oruç hakkında bilgiler aktarmıştık. Rab konferansı bereketlemişti. EVET Rab’be izzet olsun.

Bitmedi…….. devam edecek!!!!