Re: Kurtuluş Güvencesi

#30628
Anonim
Pasif

Ne yazık ki birçok kilisede olduğu gibi bu Forumda da “imandan düşme” konusu yanlış anlaşılmakta.
“Tanrı’yı kabul etse bile düşebilir.”

Bu cümle, Tanrı egemenliğiyle o kadar ters düşüyor ki!
Hem sen egemen olacaksın, hem de planların, amaçlarında bir değişim olacak. Üstelik bu değişim bir insan tarafından olacak.
Sen kişiyi “mühür”le, iman ettiği sürece onu akla, oğulluğa al, yeniden doğmasını sağla, Kutsal Ruh’un o kişide çalışsın, kutsallaşma yolunda onu donat ama kişi tüm bunları red etti diye o kişiyle ilgili planların, amaçların değişsin.

Eğer Tanrı’yı mutlak egemen olarak Kabul ediyorsak, O’nun izni olmadan hiç bir şeyin gerçekleşmeyeceğini kabul etmemiz gerekir. Sık sık verilen örnek gibi “Tanrı istemezse yaprak bile kıpırdamaz”.
Kutsal Kitapta anlatılan Tanrısal Egemenliğin içerdiği egemenlik kavramı her şeyi kapsar ve mutlak egemenliktir. Tanrı yarattığı herşey üzerinde egemendir.

Yarattığı insan üzerinde egemense; Tanrı sevdiği, seçtiği, kurtardığı, çağırdığı ve kutsadığı evladının yüreğine, düşüncelerine egemen olduğu gibi kişinin imanında da egemendir. Kişiyi kendine mühürlemişse bu mühürün bozulması Tanrı’nın o kişi üzerinde egemen olmadığını gösterir ki bu genel anlamdaki egemenliğe uymaz. Bu durumda insan egemenliğinden söz edilmesi gerekir. Yani kişi Tanrı’nın müdahelesine gereksinme duymadan kendi egemenliğini ilan etmiş olur.
Bizlerin imanı “Kurtaran İman” olarak adlandırılabilir. Ve bu kurtaran iman sayesinde Tanrı’nın kutsalları sona kadar dayanır (1.Yuhanna 5:13)ve Kutsal Ruh’un koruması altındadır. Kişi ciddi günah işlese de bu korumanın altındadır.
İmandan düşme ve yenilenen vaftiz Kotolik inancında vardır. Sanırım bu yanlış öğretide oradan gelmiştir.

Kişi ikiyüzlülüğünden ya da başka nedenlerle imanlı gibi gözükebilir. Hatta Kutsal Kitabı iyi de bilebilir, kilisede işçi olarak ta çalışabilir. Ama o kişinin imanı gerçek değildir. Işık olan Tanrımız bu kişiyi halkının arasından çıkartır. Bu durum bir düşme olarak adlandırılamaz. Zaten bu kişi hiç bir zaman gerçeğe gelmemişir ki düşsün!
.
Bu nedenle kardeşler! Bizler Tanrı’nın öz halkıyız, kahinleriyiz. Bu günahkar halimizle bile Tanrı sevgisinin sarmalı içindeyiz. Hepimizin iman hayatında inişli çıkışlı zamanlar olabilir. Bir baba oğlunu hiç bir zaman bırakmayacağı gibi; bizim Göksel Babamızda da bizi bırakmaz. Yeşua Mesih “dünyanın sonuna kadar ben sizinle birlikteyim” dememiş miydi?

Sendelesek de, yere düşsek de O bizi kaldıracaktır. Bizler güvence altındayız. Bunun bilinciyle; cesaretle, sevinçle Tanrımızdan zevk alalım ve O’nu yüceltmeye devam edelim….