Re: Kimler Mesih İsa’nın öğrencileri?
Sevgili mutaf kardeşim, sana da Mesih esenliği olsun.
‘Kitap Yakma’ başlığı altıdaki yazılarını ilgi ile okudum. Oradaki paylaşım, zaman zaman tartışmalara, oradan da, mezhep konularına dönüştü. Kendi kendime şu soruyu sordum: Kilise tarihinde Mesih imanlılarının paylaşımları, tartışmayı da mı içeriyor? Rab İsa Mesih’i aramızda paylaşıyorsak, ruhumuz o gıda ile besleniyor demektir. Ama tartışmanın ruhsal gıda olmadığını düşünerek aranıza katılmadım; sadece izledim. İNCİL okudum ve düşünsel alana çekilip sessiz kalmak istedim. Düşünürken aldığım Ruh esinleri ile sevinerek gerçeğe “amin ya Rab İsa!” demekle yetindim. Yaklaşık bir saat önce, sahil şeridinde yürüyüş yaparken düşüncelerle İNCİL’de yazılı bir gerçeğin farkına vardım ve yine içimde Rab İsa Mesih’e sevinç dolu hamdım oldu! Hep onu düşünmeğe kendimi verdim! Esindeki iyi, makbul ve kusursuz iradeye teslim olmamak mümkün değil! (Rom.12:2).
Elçi Pavlus, Mesih İsa’daki düşüncenin gücünü, rahatlatıcılığını ve insana huzur verişini tadarak hep onunla beslenmenin gizemini kavramış olacak ki, “Rabbin fikrini kim bildi?” dedi ve “Mesih İsa’da olan düşünce sizde de olsun” diye bizim için dua etti( Rom.11:34; 1.Korint. 2:16; Filipi 2:5). Harika bir paylaşım! Onun esinle içime doğan düşünceleri ile düşünürken, eskiden anlamadığım Rab İsa Mesih’in şu sözü hatırıma geldi sahilde yürürken:
‘Görmeden iman edenlere ne mutlu!’ Yuhanna 20:29).
İçimi Rabbe açarak bu sözü bilmediğimi sadece düşüncemle sormuştum. Aradan zaman geçti ve bu sorumu unuttum; fakat ‘görmeden iman edenlere ne mutlu!’ sözü İNCİL satırlarında kaldı. ‘Kimler Mesih İsa’nın öğrencileri?’ paylaşımımı bir çırpıda okumuş olabilirsin ve vahyin kendisi gibi açık olmayan anlatımım okuyucuya yanlış görünebilir. Artık, bu zaafımı kabul ediyorum. Senin için kafa bilgisi olan yazdığım şey, benim yüreğimde canlıdır! Keşke bunu vahyin kendisi gibi anlatabilsem ve paylaşabilsek! Ama yine de olmadı, bereket olacağını sanırken tartışma yazısı olmuş! Saba kız kardeşimle de, aynı sorunu yaşadım. Yazdıklarım yanlış anlaşılarak onun İncil yayma cesaretini kırmış! Üzüldüm bu işe! Şimdi de, senin tepkinle karşılaşınca, ifade eksikliğimi kabul ediyorum. “Yazımlarınızın bazı bölümlerine üzülerek katılmıyor, hatta belki de farkında olmadan saptırmalar olduğu kanaatindeyim” demişsin! Paylaştığım konunun çok derin bir konu olduğuna eminim. Çünkü, İsa’nın “hem gördüğün şeylerin, hem sana görüneceğim şeylerin hizmetçisi ve tanığı olacaksın” sözü, çeşitli bilgilerle harmanlanmış bir mantığın süzgecinden geçerken anlaşılamıyor! (Res.İşl. 26:16).
Her insanın mantığı, kendisine doğrudur, ama kişiden kişiye değişiyor. İşte, bizim sorunumuz burada başlıyor galiba. Ama yine de, İNCİL sözlerini benimsemiş olarak biz, kardeşleriz. Şimdi anlayamadığımız şeyleri tartışsak bile, ileride bize görünecek şeyler olarak bizi hayretler içinde bırakacaktır. Çünkü İNCİL’in boş bir kitap olmadığında hemfikiriz. Sahil şeridinde yürürken düşünüyordum ki, İsa Mesih’in asıl varlığının bize keşfedilecek şeyler olması, bizi gerçek hizmetçileri ve şahitleri yapacak gücü ve tanrısal iradeyi içeriyor! Çektiğimiz sıkıntılarda, bize keşfedilecek şeyler, bize daha görünmeden, görünmezliğe o imanla bakmayı öğreniyoruz. İsa’nın, “görmeden iman edenlere ne mutlu!” sözünden bunu anladım bu akşam! Evet sevgili mutaf kardeşim, senin de, her Hiristiyan gibi mutlaka sıkıntıların oluyordur. Ama sana verilmiş olan Mesih İsa imanı, sıkıntı çektiğin zamanlarda, onunla görünmezliğe bakman için sana verilmiş değerli bir ‘Mına’dır! (Luka 19:13). Sıkıntılarımızda bize keşfedilecek izzete bu Mına ile bakmayı öğreniyoruz(Rom.8:18).
“Kitap Yakma” konusunda sen de tepkilerle karşılaştın. Ama Pavlus, ‘karşınızda olan şeylere bakıyorsunuz’ demiş(2.Korint.10:7).
Halbuki Pavlus, karşısında olan şeylere bakmakla vakit harcamamış; kendisinde olan Mesih imanı ile görünmez şeylere bakmanın gizemini öğrenmiş ve ‘elindeki mınayı kullan’ der gibi, görünmeyen şeylere bakınız” demiş’(2.Korint.4:17).
Evet sevgili kardeşim, içimde sevincim ve tesellim olan esini sizinle paylaşımım, esinin kendisi kadar kuvvetli ve ikna edici olmamış! Ben bu sevinci kardeşlerle paylaşmak istedim; bundan sonrası, seninle Rab arasındaki ilişkidedir. Bu şeyleri yazılarla paylaşmak, doyurucu ve ikna edici olmuyor maalesef; onları yaşamak gerekiyor. Anlattığım şeyler, sandığın gibi saptırma değildir. Ama yine de, kanaatini belirtmişsin; itirazım yok.
‘Kafa bilgisi ile ne alıp veremediğiniz var’ demişsin! Kafa bilgisinin kötü bir şey olduğunu iddia etmiyorum. Ama Rab bilgisinin kafa bilgisinden üstün olduğunu söylüyorum. Pavlus da, Yazılı Kutsal Yasa Bilgini idi. Yaşlı Nikodimos da öyle idi. Rab İsa, anlattığı şeylere şaşıran Nikodimos’a, ‘Sen İsrail’in öğretmenisin de bu şeyleri bilmiyor musun?’ demiş! (Yuhanna 3:10). Çünkü Rab İsa, Nikodimos’a ‘yeniden doğmalısın’ demiş! Bu doğuş, insan bilgisi de dediğimiz, kafa bilgisi ile olmuyor. Kafa bilgisine sahip olanlar, Allah’ın egemenliğini göremiyorlar! Sudan ve Ruh’tan doğmamız gereklidir.
Aldığınız Ruh esini, sizin iradeniz dışında, Allah’ın iradesi ile cereyan ederken, yani Rabbin Ruhunun onunla düşünesiniz diye verdiği düşünce ile düşünürken, Hakikati fark edersiniz ve içinizde Ruh sevinci olur; onunla düşünürken ‘ben bunu bilmiyordum!’ diyerek tanrısal içtenlikle Rabbe hamt edersiniz. Pavlus, ‘Rabbin fikrini kim bildi?’ sözünü boşuna söylemedi! Rabbin fikri, kitaptan okunarak alınırsa, kafada kalır ve hatta unutulur. Kafa bilgisi böyledir. Ama Pavlus,çok önemli bir ayrıntıya şu sözle dikkatimizi ve ilgimizi çekmek istemiş: ‘Kutsal Ruh’un düşüncesi, yaşam ve esenliktir’ (Rom.8:6).
Kutsal Ruh, İNCİL’de yazılı Mesih İsa düşüncesini onun doluluğundan alıp bize bildirdiği anda, onunla düşünürken, satırlardan kendi irademizle okuyarak aldığımızdan çok farklı bir şey olur içimizde! Satırlardan kendi irademizle okuyarak edindiğimiz düşüncenin canlanması için, düşüncenin ruhuna da ihtiyacımız var! Kutsal Ruh, bunu bize sağlar. Rab İsa’nın dediği gibi, ‘Ruh’tan doğan ruhtur’ sözüne göre, Kutsal Ruh, düşündüğümüz düşünceyi yeniler ve içimizde onunla yaşam ve esenliğimiz olur (Yuhanna3:6; Rom.12:2; Efes 4:23).
Böylece biz kendi kendimizi yetiştiremediğimiz gibi sıkıntılı anlarımızda kendi kendimizi iyileştiremeyiz; bizi değiştirecek olan, Rab İsa Mesih’tir. Şu sözünü de boşuna söylememiştir:
‘Siz hakikati bileceksiniz; ve hakikat sizi azat edecektir’ (Yuhanna 8:32). Söz, düşünce ve bilgi, Kutsal Ruh’tan bize verilmedikçe hiçbir şey alamayız. İsrail, Yazılı Yasayı düşünmek için alın bağı yapmıştı. Ama yine de, günah işliyorlar! Bunun için Rab, ‘çünkü benim düşüncelerim sizin düşünceleriniz değil’ demiş! (Yeşaya 55:8).
Rabbin sözlerini kitaplardan ve Yazıcılardan işiterek düşünmeğe çalışıyorlardı; ama Rable iletişimleri olmamış! Bunun için Rab, “kavmım bilgi yokluğundan helak oldu” demiş!(Hoşea 4:6).
Sözleri kitaptan almak yetmiyor; Rabden almamız gerekiyor. Kitaptan okumak yetmiyor; Rable sürekli iletişimde olmağa ihtiyacımız var! Pavlus, o kadar çok bilgili idi ki, Rab İsa ile sürekli iletişiminden sonra kazandığı Hakikat bilgisini şöyle ifade etmiş:
‘Kendisi uğruna her şeyi kaybettiğim Mesih bilgisinin yüksekliğinden dolayı, gerçekten her şeyi zarar sayıyorum, ve süprüntü sayıyorum, ta ki Mesih’i kazanayım;’ (Filipi. 3:8).
Kral Davut da, Yazılı Kutsal Yasa’yı öğretmenlerinden öğrenmişti ve alın bağı etmişti. Fakat Rable sıkı ilişkisi olunca, Rabden aldığı bilgiler, onu öğretmenlerinden üstün etmiş!(Mezmur 119:99).
Davut, Rabbin yaptığı açıklamalarla hayretler içinde kalmış; bu olay, sözleri kitaptan okumaktan çok farklı bir şey! (Mezmur 119:129,130).
O zaman diyeceksin ki, Kitabı Mukaddes’i okumayalım mı? Hayır! Bunu demek istemiyorum. Kitabı Mukaddes’i okumamız mutlaka gereklidir. Ama okuduğumuz şeyleri Rab bize gösterecektir. Böylece, Kitabı Mukaddes’in değeri içimizde artacaktır! Amin.
Çölde sıkıntıya düşen kavmın söylenmelerini Rab işitmiş! Musa ve Harun, “kendisine karşı söylenmelerinizi RAB işitiyor” deyince, kavm çöle doğru bakmış ve Rabbin izzeti bulutta onlara görünmüş!(Çıkış 16:10).
Evet sevgili kardeşim mutaf; Mesih imanlıları olarak, sıkıntılarımız, tıpkı o çöl gibidir. Sıkıntılarımızda Rabbin izzeti bize görünsün diye, bize verilmiş Mesih İsa imanı ile görünmeyen şeylere bakmayı öğreniyoruz. Bu, bir süreçtir. Bu bereketli konuyu sizinle paylaşmak istedim. Dünyanın ruhunu taşıyanlar, bu gerçeği bilmezler; ama biz paylaşıyoruz.
Rab, sizi bereketlesin. Amin.