Re: Kalvinizm’de adalet anlayışı :
Sırf “cevap vermiş olmak” için yazdığımı düşünmeyiniz.
Ancak; konuştuğumuz hususlar farklı.
Sanki “körler-sağırlar diyalogu” yapmaktayız.
Ben imanın sıradan bir şey olduğunu iddia etmiyorum ki ?
Neden ha bire buna vurgu yapmaktasınız ?
Sâdece; objektif/nesnel olarak algılayamadığımız Tanrı’yı;
Ancak Tanrısal prensipler üzerinden fark edebilir, tanıyabiliriz.
Bunun için de evvelâ aklı kullanmak gerekiyor.
Anlatmaya çabaladığım şey budur.
Müslüman iken, aklın devre dışı tutularak “iman” dayatmalarıyla insanların nasıl kullanılıp sömürüldüğüne yakınen şahit olmuştum.
“Metod” aynı ise, değişen ne ola ki ?
Muhammed’in ölmüş olması;
“İsâ”nın ölümden dirilmesi mi ?
Tanrı’ya olan muhabbet ve bağlılığımız; sırf bir “öte dünya” beklentisine mi dayanmalı ?
Bunun için her şeye inanmalı mıyız.
Hayır, hayır…
“Tanrı insanı kendi suretinde yarattı….” Yaratılış: 1/27
“Tanrı suretinde” yaratılmış insana pek uymuyor sizin yazdıklarınız.
Çünki; hayatım boyunca aldığım kararlardan sâdece birisi dahi,
Yüce Tanrı’nın onayını almışsa; işte benzerlik budur.
İşte ben bu ‘onay’ile sevinirim.
Çünki; RAB’in buyurduğu benzerlik tahakkuk etmiştir.
Bana onur ve şeref olarak bu, yeter de artar bile.
İsterse RAB beni ölümden hiç dirltmesin.
Çünki Tanrı unutmaz, nankörlük etmez.
O’nda yaşıyor olmam, Cennette yaşıyor olmaktan mukâyese kabul etmez derecede değerlidir.
Tanrı/Ruh/Kilise ve Melek gibi kavramları bizden daha iyi anlayıp bildiğini iddia eden Ruhbanlara kayıtsız şartsız teslimiyete yokum ben.
Pavlus’a, Klise babalarına değil,
Matta/Markos/Luka ve Yuhanna incillerinde okuyup lütfuyla tandığım MESİH’e iman ettim.
Şimdiye kadar imanla alâkalı ne öğrenebildiysem MESİH’in lütfuyla öğrendim.
Ünvânı, “elçi” değil de ne olursa olsun; yazıp söyledikleri MESİH’in buyrukları ile uyuşuyorsa, başım-gözüm üstüne.
Uymamışsa; beni enterese etmez.
Daha önce de yazdım.
Kedim iknâ olamamışken, “iman” maskesi arkasına saklanarak riyâkârlık edemem.
Kendime ve imanlılara olan saygımdan dolayı.
Ama herşeyden önemlisi;
“Evet’iniz evet, hayır’ınız hayır olsun” diyen RAB MESİH’in,
Üzerimize yazılmış olan bu buyruğundan dolayı.
Saygıyla.