Re: Kalvinist müjdesi :
KALVİNİST MÜJDESİ : SEÇİLMİŞLİK
Tanrı seçer. Ama günah işlemez. Tanrı seçer, ama hiçbir zaman adaleti bırakmaz. Haksızlık etmez. Eşitsiz davranmaz. Bir kardeşin anaya, bir kardeşin ise babaya benzemesini sağlar. Hatta başka bir kardeşin, her ikisine de ve yine başka bir kardeşin, hiçbirine benzemesini sağlar. Ama görünüşlerinden dolayı kimse suçlu veya günahkar değildir. Kimse görünüşlerinden dolayı cennetlik veya cehennemlik değildir. Güzel olan başka sınavlardan geçer, çirkin olan başka. Zengin olan başka sınavlardan geçer, fakir olan başka. Bir kardeş ressam olur, diğeri mühendis. Bir kardeş çöpçü olur, diğeri kral. Ama bunların hiçbiri de günah değildir, adaletsiz değildir. Kral, kral olarak yargılanacak; çöpçü de çöpçü olarak. Çok verilenden çok, az verilenden az istenecek. Ruhsal gözlükler ve Rab’bin verdiği anlayışla bakabilen kral, “Keşke çöpçü olsaydım” diyecek. Romalılar 9’da da bahsedilen budur. Bir çömlekçi kabı, onurlu veya bayağı işler için yapma yetkisine sahiptir. Çünkü her ikisi da gereklidir. Çöpçü de, kral da. Ama hiç kimse, ne olduklarından dolayı cehenneme gitmez. Tanrı kimseyi ‘Cehenneme Odun’ olsun diye yaratmaz. Bilakis, mahvolmayı hak edenlere bile sabırla katlanıyor (Rom.9:22).
Esav, Edom’luların atasıydı. Yakup da İsrail’lilerin. Edomlular, İsrailoğullarına hizmet ettiler. Rab’bin aynen söylediği gibi. Ama bu ne günahtır, ne de adaletsizlikdir. Cehennemde olan birçok köle sahibi olduğu gibi, cennette olan birçok köle de vardır. Edomluların hiçbiri, sırf Edom’lu oldukları için cehenneme gitmedikleri gibi; İsrail’lilerin hiçbiri de sırf İsrail’li olduğu için cenete gitmiş değildir.
İbrahim de seçildiğinde, onun haricinde kalanlar (seçilmemişler) cehenneme gitmek üzere seçilmiş olmadılar. Bilakis, onların kurtuluşunu sağlamak için bu görev İbrahim’e verilmiştir. “Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak” (Yaratılış 22:18) denmiştir ona. Yani İbrahim seçildi seçilmesine ama, ‘O kurtulsun, diğerleri mahvolsun’ diye seçilmedi. Bir görev, bir hizmet için seçildi. İsraioğulları da ayni sebepten seçildi. Musa da, Kral Davud da.
İsa 12 havarisini seçti. Niye? Geri kalanlar (Seçilmemişler) yok olsunlar mı diye. Yoksa kurtulsunlar mı diye? Yetmişleri de seçti. İmanlıların arasından seçti. Yani bazı imanlılar bu durumda ‘Seçilmiş olmadı. Seçilmişlerden sayılmadı. Niye? Cehenneme gitsinler diye mi Rab geri kalanları seçmedi? Niye 70 de 170 değil? Niye hepsini de seçip, ikişer ikişer göndermedi? Bunların seçilmiş olmaları, imansızların kurtuluşu için değil miydi? Onlara bu görev verilmiş değil miydi?
Daha sonra da Pavlus ve Barnabas, diğer uluslara gönderilmek üzere seçildiler. Pavlus daha sonra mektuplarında da bunu açıkça ifade ediyor. Beni insanoğlu değil, Tanrı’nın kendisi seçti ve diğer uluslara Müjde’yi duyurmam için gönderdi diyor Pavlus. ‘Vay halime müjde’yi duyurmazsam’ diyor. Görmüyor muyuz kardeşler! Bütün bu seçilenler, bir görev verilmek üzere, insanların geri kalanlarına hizmet vermek üzere seçildiler. Yoksa, ‘Seçilmişler cennete, Seçilmemişler cehenneme’ anlamında seçilmediler. Pastörler, pastör olarak, öğretmenler öğretmen olarak, müjdeci müjdeci olarak yargılanacaktır. Dağı delip karşı tarafa geçmek için sana bir bulldozer verilmişse, beklenti ona göre olacak; sadece bir çay kaşığı verilmişse, beklenti de ona göre olacaktır. On santim kazan, yüz metre kazandan daha fazla ödül alacaktır.
Görüldüğü gibi, kimsecikler ne cennetlik, ne de cehennemlik olmak üzere seçilmiş değillerdir. Kurtuluş, İsa’ya gelip, İsa’da kalmaktadır. Gelip, gitmekte, gelip da vaz geçmekte değildir. Sonuna kadar direnen kazanacaktır. Sınavsız iman da iman değildir. İmanın gerçekliği, eylemle ölçülür. İman da ancak ateşle sınanır ve sınanacaktır. İman bedel öder ve o bedel HERŞEYİMİZDİR. Herşeyini vermeyen, ‘Ben Seçilmişlerdenim’ diye havaya girmesin, çünkü sonunda hava alır. “Sen Seçilmişlerdensin zaten, ne yapsan yok olmayacaksın” diyenin de vay haline. Bunlar İblis’e hizmet ediyorlar.
Kutsal Kitap’ta bahsedilen bütün ‘Önceden Belirlenmiş’ veya ‘Seçilmiş’ olmakla ilgili ayetlerin tümü, ‘Ön Bilgi’ye dayanır. Tanrı, ‘Önceden Bildiklerini’ belirler. Tanrı’yı ve Doğruyu kimlerin seçeceğini önceden bilir ve bu kişiler için, çok güzel şeyler hazırlamış olduğunun müjdesini verir. Bu, Tanrı’nın ‘Önceden Bildikleri kişiler’ konusu, 1.Petrus 1:2’de açıklanıyor: “İsa Mesih’in sözünü dinlemeniz ve O’nun kanının üzerinize serpilmesi için, BABA TANRI’NIN ÖNGÖRÜSÜ UYARINCA, Ruh tarafından kutsal kılınarak SEÇİLDİNİZ”. ‘SEÇİLME’ neye dayanarak gerçekleşmiş? Baba’nın Öngörüsü Uyarınca, yani ‘Kişileri Önceden Bilme’, ‘Ne yapacaklarını, nasıl karar vereceklerini Öngörme’ uyarınca yapılmış. Romalılar 8:29’da da bu apaçık ortadadır: “Çünkü Tanrı, ÖNCEDEN BİLDİĞİ KİŞİLERİ, Oğlu’nun benzerliğine dönüştürmek üzere, ÖNCEDEN BELİRLEDİ.” Yani ‘Predestination’ dedikleri ‘Önceden Belirleme’ ve ‘Seçme’, hep Tanrı’nın İLERİSİNİ GÖREREK, yapmış olduğu birşeydir. İnsanlar Özgür İrade’leriyle Tanrı’yı seçebildikleri gibi; dünya zevklerinden feragat etmek istemeyip de, yine özgür iradeleriyle Tanrı’yı reddetme gücüne sahiptirler. Bu yüzden de, ölümden de, yaşamdan da tek sorumlu onlardır. Seçilmişler ise, Tanrı’nın Lütfu ile HERKESE sunmuş olduğu bu Kurtuluşun, kimler tarafından kabul edileceğinin ön bilgisine dayanmaktadır.
Kendilerini haklı çıkarabilmek için Kalvinistler, kendilerinden olmayanları, sanki da “Biz İsa’sız da kurtuluruz” diyorlarmış gibi lanse ediyorlar ve tekrar tekrar “Kurtuluş Lütufladır” diyorlar. Sanki da biz aksini söylemişiz gibi. Biz şunu söylüyoruz: Tanrı sevgisinden ve lütfundan dolayı İnsanoğlunda beden alıp, bizler için kurban edilişinden ve O’nun Kutsal Ruhu ile ortak olarak (bir olarak) tüm günah köleliğinden kurtulmuş olmanın dışında, başka bir kurtuluş yoktur. İnsanoğlu, İsa’yı ve O’nun sunduğu bu lütfu reddederek, kendi gücü, çabası veya dini ile bu kurtuluşa erişemez. Ama bu KURTULUŞ, bu LÜTUF; HERKESE ama HERKESE sunulmuştur. İman eliyle onu uzanıp alan, kurtulacaktır. Tanrı HERKESİ, bu kurtuluşa davet etmiştir. Gelecek olan KİMSEYİ de reddetmemiştir ve reddetmiyecektir. Tanrı, bu lütfu, bilinmeyen sebeplerle, kendinin seçmiş olduğu birkaç kişiye vermiş olduğu bir YALANDIR. Bu kurtuluşa HeERKES DAVETLİDİR. SUÇ, GELMEYENDEDİR. Tanrı’da değildir.