Re: ” Hayatım hakkı için… “

#33859
Anonim
Pasif

Kitabı Mukaddes’i ve özellikle İNCİL’i okurken içimizde o sözleri benimseyişimiz olduğu halde, neden sözlerin hayatı bizde hâlâ görünmüyor? Ama İNCİL’de benim dikkatimi ve ilgimi çeken şu söz yazılıdır: ” Yaşam sözleri ” ya da, ” Hayat Kelâmı ” (I.Yuhanna 1:1). Yaşam sözleri, yazılı sözleri aşan faklı şeyler mi? Çünkü onları okuduğum halde, onları hayatıma uygulamağa çalıştıkça neden zıt şeyler işledim?! Neden yazılı kutsal sözlere kendimi uyduramadım? Yazılı emirlere kendimi uydurma çabalarımla beden arzularımı tatmine çalıştığımı ancak şimdi düşünebiliyorum! Halbuki, o Kutsal Yaşam’ın, yani Kurtarıcı Rab İsa Mesih’in öğrencisi Yuhanna, dikkatimi ve ilgimi çeken bir ifade kullanmış! İfade, aynen şöyledir: “Ve hayat izhar olundu, ve gördük, ve şehadet ediyoruz, ve Baba’nın nezdinde olup bize izhar olunan hayatı, ebedî hayatı, size ilân ediyoruz” (I.Yuhanna 1:2).

Yazılarla ifade edilen Kutsal Yaşam’ın bize de izhar olunmasını Baba’dan bekleyelim diye, İNCİL, kaleme alınmış! Bunu geçmişte, şimdiki gibi düşünemediğim için anlıyamıyordum! Çünkü, zihnimi ele geçiren çarpık bir düşünce ile, İsa Mesih’in İNCİL’de yazılı emirlerine uymayı hep kendimden bekliyordum! Bu düşünce, Rab’den beklememin gerektiğini görmemi yıllarca engelledi ve beni kendi çabalarıma esir etti! İyi olmağa ve iyi görünmeğe özendikçe, Allah’ın iyiliğini görmekten hep engellenmişim! İyilik işleyeceğime, hep kötülüğe yenik düştüm! İNCİL’de, ” kötülüğe yenilme, fakat kötülüğü iyilikle yen ” yazılı emrine itaatsizliğimi gördükçe suçluluk hislerim gelişti ve beden arzularıma daha çok uyarak Rab’bin iyiliğini görmekten yoksun kaldım! Pavlus’un Roma’daki Mesih imanlılarına yazdığı mektubun 12. bölümünün başından sonuna kadar işlediği tema, Allah’ın isteğinin iyi, kabul olunur gücü ve mükemmelliği karşısında insanların isteklerinin kötü olduğudur! Allah’ın isteği eğer iyi ise, insanın isteği nasıl bir şey? Bütün insanlar, Adem ve Havva’dan itibaren, anne ve babalarının birbirleri ile arzulu birleşmelerinin ürünüdürler. Bu tür doğuma, İNCİL’deki açıklama şöyledir: ” İnsanlar kandan, bedenin isteğinden ve insan isteğinden doğuyorlar ” (Yuhanna 1:13). İnsan isteği, Allah’ın Ruhu’nun isteğine hep karşıdır! (Galatya 5:16, 17).

Allah’ın isteğine zıt isteğe sahip olduğumuzu farketmeye de, ihtiyacımız var! Mesih imanlıları olduğumuz vakitten beri, istediğimiz gibi konuşuyoruz, istediğimiz gibi yazıyoruz, istediğimiz gibi yaşıyoruz, istediğimiz şeyleri kendimize seçiyoruz. Ama İNCİL’de Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, ” siz beni seçmediniz, ben ise sizi seçtim ” sözü ile aydınlatıyor! O halde, Allah’ın isteği ile kendimizinkini birbirinden ayırt etmeğe de ihtiyacımız var! Allah’ın yazılı sözlerine kendi arzumuzla uymağa çalışmamız, uymayan hareketlerimizi gördükçe iflasa gidiyor! Bu görünümler karşısında ne kadar çok bocalıyoruz!

Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, Kutsal Yazıları okuma yolu ile profesör olan Tarsuslu Saul’a göründüğü zaman, “hem gördüğün şeylerde, hem sana görüneceğim şeylerde seni hizmetçi ve şahit tayin etmek için sana göründüm” demiş!(Res.İşl.26:16). Yani Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, insanlara ve meleklere görünmez varlığı ile şu müjdeyi vermiş:”Sonsuz yaşam varlığımı göreceksin.” İman edip İsa Mesih’in ismine vaftiz olunan herkes, Allah’la barışmış olarak, İsa’nın hayatını kendi bedeninde görmeğe ve onun hayatı ile kurtulma yolculuğuna başlamıştır! Bu muhteşem yolculuk; İNCİL’de şöyle açıklanıyor: “Zira eğer düşman iken, Oğlunun ölümü vasıtası ile Allah ile barıştıksa, barışmış olarak onun hayatı ile daha ziyade kurtulacağız” (Rom.5:10).

Bu sözde geçen, “düşman iken” ifadesini farklı bir görüş açısından irdeleyecek olursak, şöyle de diyebiliriz: Beden düşüncelerimiz ve kendimize özgü düşünme tazlarımızla beden arzularımızın köleleri olarak, Allah’a düşman konumundayız! Beden arzularına güvenenler için bunu kabul etmek zor bir şey! Evet sevgili kardeşim ve kızkardeşim, beden arzularımızın Allah’a düşman olduğunu görmeğe de ihtiyacımız var!(Galatya 5:17). Biz, Allah’a düşman olduğumuz halde İsa’nın o haçta ölüme gerili olarak Baba’ya yalvarışı şöyle olmuş: “Ey Baba, onlara bağışla; çünkü ne ettiklerini bilmiyorlar” (Luka 23:34). Tam bu noktada, Oğlu İsa Mesih’in bu şefaat duası ile Baba’nın bize ne tür bağışta bulunacağını düşünürken beden isteklerimize zıt, Kutsal Ruh isteğinin de, içimize doğması gerektiğini farkettim!

İsa Mesih’in, “hem gördüğün şeylerde, hem sana görüneceğim şeylerde seni hizmetçi ve şahit tayin etmek için sana göründüm” demesine bakılırsa, İNCİL’de önemle vurgulanan “Hakikat’ın izharı”(II.Korint.4:2) ve “Yaşam’ın görünmesi” konusu, bu gündemin yenilenen konuları olarak karşımıza dikiliyor!(II.Korint.4:10,11; I.Yuhanna 1:1-3). Yani, Kitabı Mukaddes’i ve özellikle İNCİL’i okuyalım ama, sonsuz Yaşamımız olan İsa Mesih’in bizim fani bedenlerimizde görünmesini bekleyelim. Çünkü, O’nu tanıma yolunda olduğumuz Rab’bimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih’i bekleyelim ki, beklentimizin karşılığı olarak bizde görünsün. “Çünkü eski zamandan beri kimse işitmedi, ve kulak duymadı, ve göz senden başka bir Allah görmedi, bir Allah ki, kendisini bekliyen için işler” (Yeşaya 64:4). Evet sevgili kardeşim ve kızkardeşim, beden arzularımıza tutsaklığımızda hiçbirimiz, birbirimizden sevgi, merhamet, alçakgönüllülük, naziklik beklemeyelim. Sadece Rab İsa Mesih’i giyinmeyi arayalım; onun yaşam varlığı, kendi iradesi ile bizde görünecektir. Böylece, “hem gördüğün şeylerin, hem sana görüneceğim şeylerin hizmetçisi ve şahidi olacaksın ” dediği gibi olacaktır. Beden arzularımız bazen ruhsal kisveye bürünerek kutsal yazılara itaate kendimizi zorlarız ama, aynı arzulara kapılmış olarak günahlar işleriz; halbuki, bizde görünecek Mesih yaşamı, güçlü iradesinin bağımlıları yapar bizi! O güçlü yaşamın iradesinde kutsanmışız ve bizde görünmesi gerektir!

Petrus ve Yuhanna, ” gördüğümüz ve işittiğimiz şeyleri söylememek elimizde değildir ” demekle bize harika bir müjde haberi vermişler! Rab’bimizi dinlemeği dileyelim, arayalım ve kapısını çalalım(Matt7:7,8)
Sevgili Kemal Başaran kardeşimin kendilerine melek yüzü görünümü vermekte hünerli olanların sözlerini hâlâ dinleyip ne kadar aldandığımızı ifade etmesine katılıyorum! Hatta kendimize de güvenmeyelim. Çünkü,vıcık vıcık beden arzuları kokuyor! Bu arzularla dindar görünüp insanları doğru yola sevkedeceğimizi sanmayalım. Şu gerçeği düşünelim ki, insan öğretişleri insan iradesini içerdiği için, Allah’a bizi aslâ yaklaştırmaz! Rab’bımızın konuşmasına kulak kesilmek için sessizliğe ve ıssızlığa çekilelim. Sessizlikte ve ıssızlıkta yalnız olmadığımızı farkettikçe, yalnızlık korkularımız aslâ olmayacaktır! Rab’bin sesini işittikçe, görünmez nitelikli şeyler bize görünecektir! O sessizlik ve ıssızlıkta Rab’bin sözlerini dinlerken mucizeler göreceğiz. Ve bize görünen şeylerdeki o güçlü irade, bizi hizmetçisi ve tanığı yapacaktır!

Kutsal yazılar bizi kendiklerine uyduramazlar; çünkü bizi kendilerine itaate yetersizdirler(Rom.8:3). Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, Yazılı sözlerin Hayatı, yani Hayat Kelâmı olarak ortaya çıkıp bizim kurtuluş yolumuz olmuş! İsa Mesih’in adını taşıyarak Baba’dan çıkan Hakikat Ruhu, İsa’nın yaşamını kendi iradesi ile bizim fani bedenlerimizde açığa çıkardıkça bizim kurtuluşumuz ilân olunacaktır! Evet sevgili kardeşim ve kızkardeşim; birbirimizden beklentilerimizden vazgeçip Rab’den bekleyelim! İNCİL’de yazılı hayatı yaşamağa kendimizi zorlamayalım. Rab’bimizi zorlayalım ki, yaşam varılığı bizde görünsün! Çünkü, Allah’la barışmış olarak İsa’nın hayatı ile daha ziyade kurtulacağız! Düşünelim ki, İsa Mesih, İNCİL’de okuduğumuz sözlerinin hayatıdır! Ve bizde görünmelidir! Bu işi onun isteği ve gayreti yapacaktır. Amin.

Kitabı Mukaddes’e ve özellikle İNCİL’e eş değerli hiçbir kitap, aslâ referans olamaz! Tek Referansımız (Danışmanımız) Kutsal Ruh’tur! Kutsal Ruh, Kitabı Mukaddes’i ve özellikle İNCİL’i bize açıklayarak, İsa’nın hayatını fani, bedenlerimizde açığa çıkararak öğrertecektır! Çünkü o, İsa Mesih’in bize vaat ettiği Ruh’tur! Sevgili kardeşim ve kızkardeşim, insanları Kitabı Mukaddes’e ve özellikle İNCİL’e inandırmağa başka kitapları referans gösterirken onları geçerli mi kılıyorsun? Kutsal Ruh olan Allah’ın Ruhu sana yetmiyor mu?

Pavlus, Kutsal Ruh’un öğrettiği sözlerle bize şöyle yazarak bu konuda bizi aydınlatıyor: ” Ve sözüm ve vaazım bilgeliğin kandırıcı sözü ile değil, fakat Ruh’un ve gücün kanıtı ile idi; ta ki, imanınız insanların bilgeliğinde değil, fakat Allah’ın kudretinde olsun.” (I.Korint.2:4,5). Kutsal Ruh esinleri alan bizler, Kitabı Mukaddes’in ve özellikle İNCİL’in Allah tarafından içimizde onaylandığına emin oluyoruz!(Rom.3:2). Kutsal Ruh esinlerini es geçmeyelim; onlar bize Kutsal Ruh’un yeterliliğidir (I.Korint. 2:10; II.Korint. 3:5,6). Amin.

Rab, sizi bereketlesin.