Re: ” Bu, size şehadet için olacaktır “
Bundan önceki “kendiliğinden söyleyen” başlıklı paylaşımımın beşinci paragrafının sonunda, İNCİL’den yaptığım bir alıntıyı, (Rom.26:16) olarak göstermişim! Doğrusu (Res.İşl. 26:16)’dır. Tekrar özür dilerim.
Bu sabahleyin, Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in, Tarsuslu Saul’a söylediği, “hem gördüğün şeylerin, hem sana görüneceğim şeylerin hizmetçisi ve tanığı olacaksın” sözünün esini ile yeni bir şeyin farkına vardım! Kurtarıcımız, bu sabahleyin yeni farkına vardığım görünmez nitelikli bir şeyini İNCİL’de şöyle anlatmış:
“Kır zambaklarının nasıl büyüdüklerine iyi bakın; ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler; size derim: Süleyman bile, bütün izzetinde bunlardan biri gibi giyinmiş değildi. Fakat bugün mevcut olup yarın fırına atılan kır otunu Allah böyle giydirirse, sizi daha çok giydirmez mi, ey az imanlılar? ” (Matta 6:28-30). Kır otuna Allah’ın zambak görünümü giydirmesi, kır otunun kendiliğinden böyle olma özelliği değildir! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in bu benzetme ile bize anlattığı başka bir şeyin farkına vardım! Allah, İsa’nın üzerinde görünen erdemlerini bize giydirmedikçe erdemli olamayız! Bu yüce erdemler, “BEN OLANIM ” diyen Rab’bimiz İsa Mesih’in görkemidir! Kır otu çalışıp iplik eğirmediği halde, Rab’bimiz ona zambaklık giyindirmiş! Peki ama, bize ne oluyor böyle? Allah’ın görkemini kendi çabalarımızla mı kendimize giydirmenin yolundayız?! Şeriat yolunda görkem, sadece Kurtarıcımız Rab Mesih İsa’da görünmüş! Kendi canını günahlarımız uğrunda vererek bizi kanı ile günahtan ve ölümden satın almış! Baba-Oğul-Kutsal Ruh adı ile vaftiz olunuşumuzda, İsa Mesih’i giyinmişiz! İsa’nın ölüler arasından dirilişi ile yaşam yeniliği kapısı ve yolu bize açılmıştır; yaşam yeniliğinde yürüyelim diye! Kır otu, sonunda fırına atılmış; ama kır otundan bizi daha değerli sayan Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, bizi asla bırakmıyacakyır! Bizi sadakati ile sürekli besleyecektir. Amin.
Musa, sürüsünü güttüğü sina çölünde öyle bir yere gitmiş ki, dikkatini ve ilgisini çeken bir şey görmüş: Çalı, ateşle yanıyordu, ama tükenmiyordu! Çalıda görünen ateş, insanların yaktıkları ateşlerden çok farklı bir şeydi. Musa, bu heybetli manzarayı daha yakından görmek için sürünün ardından dönmüş ve ateşe yaklaşmış. Ve ateşin içinden gelen Rab’bin sesini işitmiş! (Çıkış 3:3,4).
Kitabı Mukaddes’de ve özellikle İNCİL’de yazılı bu ve benzeri doğa ötesi ve doğaüstü olaylardan alacağımız dersler var! Bunların Kitabı Mukaddes’e yazılmalarının ilâhi bir amacı var! Kutsal Ruh, bunları bize açacak ve öğretecektir. Kutsal Ruh, Allah’ın derin şeylerini araştırır ve bize açar(I.Korint. 2: 10).
Bizler, Allah’ın önünde çalılardan ve kır otlarından daha değerliyiz. Yeter ki, Allah’ın önünde kendi çabamıza güvenerek iyi görünmeğe çalışmayalım. Doğruluğu kendimizden beklemediğimiz gibi başkalarından da, beklemeyelim. Çünkü insanlardan bize doğru ve nazik davranmalarını bekledikçe hayâl kırıklıklarına uğrayacak ve gerilimlere düşeceğiz! Doğru davranışlarımız olmadığını gördükçe kendimizi yermeyelim; çünkü zayıflıkla kuşatılmışız! Ama Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, zayıflıklarımızda gücümüz ve ilâhimizdir! Amin.
Pavlus, Kutsal Ruh öğretileriyle zenginleşmiş olarak insanlara Allah’ın egemenliğini ilân ederken, dua da ediyordu. Kelamı söylediği insanlarda İsa’nın hayatı görünsün diye dua ediyordu! “Mesih sizde suret buluncaya kadar kendileri için tekrar ağrı çektiğim çocuklarım”(Galatya 4:19) İsa Mesih, fani bedenimizde görünmelidir. Bunun için dua edelim.
Rab, hepimizi bereketlesin. Amin.