Re: ” Bu, size şehadet için olacaktır “

#33910
Anonim
Pasif

Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in İNCİL’de yazılı, “kendiliğinden söyleyen kendi izzetini arar; fakat kendini gönderenin izzetini arayan, doğrudur, ve onda haksızlık yoktur.” yazılı sözünü, yine İNCİL’de yazılı “benim kabul ettiğim şehadet insandan değil” sözü ile aynı olduğunu farkettim! (Yuhanna 5:34; 7:18). Böylece, “Kendiliğinden söyleyen” başlıklı paylaşımım, bir önceki paylaşımın devamı oluyor! Yani, Ruh esinleriyle farkederiz ki, İNCİL’deki yazılı konular, birbirleri ile örtüşüyor! İslâm ruhu esinleriyle düşünenler, Mesih Ruhu esinleriyle yazılı bu İNCİL’i anlıyamadıkları için, dört İNCİL’in birbiriyle örtüştüğünü göremiyorlar! Gerçeğin ışığında farkediyorum ki, eğer Mesih Ruhu da denen Kutsal Ruh, yani Rab’bimizin Ruhu, eğer içimize girmezse ve yazılı bu İNCİL’i bize açmazsa; biz de, bu derin ve görünmez nitelikli Allah’ın gizem yolunu asla farkedemeyeceğiz! Nitekim bu paylaşımımı, önceki paylaşımlarımda görememişken, bugün yeni farkettim! İNCİL’de değindiğim ve sizlerle paylaşmak istediğim bu konu, çok bereketli bir konudur; tabiî ki, anlayanlar için bereketli oluyor! O halde, Ruh esinleri ile düşünürken anlayışımız oluyor! Ne ise, paylaşmak istediğim şeyin kendisine gelelim:

Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, Baba’nın iradesinden sürekli bahsediyor! Baba’nın iradesine dikkatimizi ve ilgimizi çeken ilk işini bize açıklamak için “kendiliğinden söyleyen…” sözüyle öğretişine başlamış o gün veya akşam! Kurtarıcımız, beden arzularımıza tutkunluğumuzu biliyor! İNCİL’den okuduklarımızı anlamadığımız bir benimseme ile başkalarına konuşurken kendiliğimizden konuştuğumuzun farkında mıyız acaba? Bu soruyu sizden önce kendime soruyorum hep. Hatta, şu yazdığım cümleleri bile kendi irademle yazdığımı farkediyorum! Rab İsa Mesih’in önceki paylaşımımda “Benim kabul ettiğim şehadet insandan değil” teması, “insan iradesinden değil” demek değil ise; nedir? Bu konu, kendiliğimizden konuşan bizler için derin ve anlam dolu bir uyarı değil midir?

‘Neden bu hallerdeyim?’ diye düşünürken, Allah’ın iradesine zıt bir iradenin insanlara bulaşma tarihinin başlangıç noktasına, Aden Cenneti’ndeki ilk atalarımızın Rab’bın iradesine itaatsizliğinin başladığı o vakte baktım hayalimde! Ve İNCİL’de bahsedilen “kandan, bedenin iradesinden ve insanın iradesinden” bedence doğuşlarımız süreğen olmuş! (Yuhanna 1:13).

Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, Baba’nın iradesi ile İnsanoğlu olarak dünyamıza girmiş ve o irade ile Baba’dan doğuşumuzu sağlamak için bizimle beraber olmuş! Bugün sizinle paylaştığım konu, Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in sözünü ettiği, “Benim kabul ettiğim şehadet” ifadesi ile anlattığı şey, kabul ettiği, “Baba’nın şehadeti” daha da açıkçası, “Baba’nın iradesi” dir! Eğer bu paylaşımımı okuyan ve ilgilenenler varsa, kendime sorduğum aynı soruyu, şu gerçeğe dikkatlerini çekmek için soruyorum: Hayatınızda Rab’bin iradesi ile hiç konuştuğunuz oldu mu? Böyle kutsal bir olayı yaşayanlar, Allah’ın şehadetine tanık olmuşlardır! Bu şehadeti anlatanların şehadeti de, insan iradesi ile olduğu zaman, kendi şehadetleri oluyor! Bunun içindir ki, Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, hakikate bu yol ile şahit olmuş olan Pavlus’un yaptığı şehadete, “SENİN ŞEHADETİN” demiş! (Res.İşl. 22:18). Bizim şehadetlerimizin temeli de, içimizde “Baba-Oğul-Kutsal Ruh’un şehadeti” olmalıdır! Çünkü etrafımızda işittiğimiz şehadetlerin temelinde hangi ruhun etkin olduğunu ancak Mesih Ruhu ışığında göreceğiz! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in içimizde başlattığı Baba-Oğul-Kutsal Ruh birliğindeki o üstün şehadet ile yalan ve sahte şehadetlerden korunuyoruz! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, sıkıntılarımızda “bu, size şehadet için olacaktır” dediğinde, istemlerimiz dışında hedef olduğumuz sıkıcı olaylarda, karşı koyan ve kendimizi savunan iradelerimize rağmen, her zaman bizimle beraber olan Rab’bimizin bize içten gelen kendi iradesi şehadetinin birer gücü olan hakikat sevinci, sevgisi, güveni, umudu, esenliği ile güçleneceğiz ve düştüğümüz yerden kalkarak Allah’ın içimizde cereyan eden hamt ilâhisi ile bu nurlu yolda yürümekte olduğumuza hayretler içinde şahitler olacağız! Rab’bimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in kabul ettiği ve hoşnut olduğu şehadet budur! Bizim de, şehadetimizin temeli budur! Okuduğumuz İNCİL’i geçersiz kılanlardaki irade, Allah’tan değildir! Bunun farkına vararak, onlar aracılığı ile Şeytan’ın derin şeylerini de, Mesih İsa iradesi ışığında farkedeceğiz! Şeytansal yönetimler altında eziyet çeken kardelşlerimiz ve kızkardeşlerimiz için Rab’den şunu dileyebiliriz:

“Ya Rab İsa Mesih! Onlarla beraber ol ve onlara açıklan!” Hepimizin ihtiyacımız budur! Allah’ın içimizde cereyan edecek şehadeti! Çünkü Rab’bimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih, Allah’ın iradesini bilmeyen bizlere Kendi iradesini devreye sokarak yardım ediyor! İstemediğimiz olaylarda gösterdiğimiz tepkiler, hep bizim iradelerimiz değil mi? Kendi iradelerimize uyarak konuşuyor ve sorunlar yaşıyoruz!

Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, vasıtası ile Baba’nın kurtarıcı iradesini sözle bize söyleyerek “ancak kurtulasınız diye bunları söylüyorum” demiş! Bu yazılı söz, karşı koyan, anlamayan ve mırıldanan iradelerimize rağmen olacaktır! Çünkü bu, Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in bilmediğimiz yiyeceğidir! Öğrencilerine bunu,”Benim yemeğim beni gönderenin iradesini yapmak, ve onun işini başarmaktır” şeklinde söyleyerek her çağda uyguladığı gibi, bizim çağımızda da uygulamakta olduğunu düşünüyorum!

Kendiliğimizden konuşmalar yaptığımızı ve yazılar yazdığımızı farkedebiliyorsak, Rab’bin iradesini yapmağı dileme saatimiz gelmiştir!

Gerçek şu ki, beden arzularımızla o kadar kuvvetli bir bağla evliyiz ki, evli olduğumuz eşimizi dahî boşayabiliyoruz; ama şehvete varan ve bizi köle gibi kullanan beden arzularımızdan boşanamıyoruz! Beden arzularımız, gözlerimizde göremediğimiz o koca kalaslar olmasın!?

Sevgili kardeşim ve kızkardeşim! Bu yazdıklarımı ruhanilere değil, halen cismaniyetten kurtulmamış benim gibilerle paylaşmak için yazıyorum. Allah’ın iradesinin bedenimizde görünmesi, Kurtarıcımız Rab İsa Mesih vasıtası ile olacaktır. Allah, bizi insanlarla muamele ederek iradelerimizin çırpınışlarını bize gösteriyor galiba!? Ama sonunda, Rab’bımızın iradesine teslim olunacağız. Bize ürküntü gibi gelen Rab’bımızın iradesi, İNCİL’de üç özelliği ile tanıtılıyor: “İyidir, kabul olunur, mükemmel” (Rom.12:2). Ama bu, bizim için satırlardan ibaret kalıyor! Rab’bin iradesine nasıl kavuşabiliriz? Bunun da cevabı ve kavuşma yolu, Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’tir! İsa Mesih’i giyinenlerimiz, o yüce iradenin boyunduruğu altında olduğumuzu göreceğiz. Eğer irademiz hâlâ kırılmamışsa, onun iradesi bize üvendire gibi batar! Tarsuslu Saul’a bunu söylemişti galiba: “Saul, Saul, niçin bana eza ediyorsun? Senin için üvendireye karşı tepmek güçtür.”(Res.İşl.22:14).

Eski çiftçiler, ucunda ucu sivri bir çivi çakılı sırığı boyunduruk altına aldıkları öküzlere dürtünce, canları yanan öküzler, ileri atılarak can acısı ile yürürlerdi ve tarlayı böyle sürerlerdi. Kurtarıcımız Rab İsa, Hristiyanlara eziyet eden Tarsuslu Saul’a görünüp “senin için üvendireye karşı tepmek güçtür” demekle neyi kasdettiğini düşünürken, insan iradesine batan başka iradeleri ve ortaya çıkan tepkilerle birlikte sorunları farkettim. Sitemizdeki yazışmalarda kullanılmış iradelerin başkalarının iradelerine batması ve onların da, acıyan iradeleri ile cevap yazıları, Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in sözünü ettiği “ÜVENDİRE” midir acaba? Halbuki, Allah’ın bizlerde görünmesi gerekli iradesi böyle değil! Çünkü Allah’ın iradesi iyidir, kendini insana kabul ettirir güçtedir ve mükemmeldir! Bunu ayırdetmekte yalnızlık mı yaşıyoruz acaba? Neden Rab’bimizin iradesini aramıyoruz ve O’na sormuyoruz? Rab’bimizin iradesini aramayan bu halimiz, yanlış öğretilerin ürünü müdür acaba?

İnsan öğretişleri ile robotlaştırılmış olanlar, Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in sözel ve eylemsel öğretişleri karşısında etkilenerek, “hiç öğretilmemiş olduğu halde, bu adam yazıları nasıl biliyor?” diyerek cevap ararlarken, şu yanıtı almışlar O’ndan:

“Öğrettiğim benim değil, fakat beni gönderenindir. Eğer biri O’nun iradesini yapmağı dilerse, öğretişin Allah’tan mı olduğunu, yoksa kendiliğimden mi söylediğimi bilecektir” (Yuhanna 7:15-17).

Kutsal Ruh’un öğretişinde Allah iradesi akış halindedir ve insan, bu iradeyi O’nun öğretişi ile alınca, Allah’ın iradesinin iyiliğine, benimserliğine ve mükemmelliğine şahit olur. Ancak bu irade ile insan, kendi iradesinden boşanır! Pavlus, Allah’ın iradesinin iyiliğine, benimserliğine ve mükemmelliğine bir hizmetçi ve tanık olarak, bize şöyle yazmış:

“Fakat diyorum:Ruh ile yürüyün, ve bedenin arzusunu asla icra etmezsiniz. Çünkü beden Ruh’a karşı, ve Ruh bedene karşı arzu eder; çünkü istediğiniz şeyleri yapmıyasınız diye, bunlar birbirine zıttırlar. Fakat Ruh size kılavuzluk ediyorsa, şeriat altında değilsiniz.”(Galatya 5:16-18).

Zamanımızdaki öğretişlere baktığımız zaman halen kendi isteklerimizin boyunduruğu altındayız. Öğreticinin boyunduruğu altındayız! Pavlus, içinde bulunduğumuz zamanın sağlam öğretişten yoksunluğunu Kutsal Ruh’un kendisine göstermesi ile şöyle yazmış:

“Eğer bir kimse farklı talim öğretirse, ve sağlam sözlere, Rab’bimiz İsa Mesih’in sözlerine, ve takvaya göre olan talime razı olmazsa, bir şey bilmeyerek kibirlenmiştir, fakat mubahaseler ve kelime kavgalarından dolayı illetlidir; haset, niza, iftiralar, suizanlar, fikirce bozulmuş ve hakikatten yoksun olmuş adamların takvayı kazanç yolu sanıp çekişmeleri bunlardan oluyor.”(I.Timoteos.6:3-5).

Burada “Takva” kelimesinin derin anlamını Türkçe Sözlük’de tatmin edici bulmadım. Her ne kadar “Tanrı yolu” şeklinde ifade ediliyorsa da, daha da derin anlamı var. İNCİL’in eski çevirisinde kullanılan “takvaya göre talim” ifadesinde kullanılan “talim” kelimesi, “eğitim” kelimesi ile ifade edilen bir uygulamalı öğretim yoludur! Sözü bize veren Rab, üzerimizde uygulamasını da, Kendisi yaparak bize öğretiyor! O halde, ölümden dirilmiş olan Rab’bimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih, bütün çağlarda olduğu gibi, sözel ve eylemsel eğitişlerini ve öğretişlerini uyguluyor! Bu öğretici irade, insandan değildir! Rab İsa Mesih’in Kitabı Mukaddes’de ve özellikle İNCİL’de yazılı şu vaadı, Allah’ın iradesi ile başlamıştır ve mutlaka bitecektir:

“Ve onların hepsi Allah tarafından öğretilmiş olacaklardır. Babamdan işitip öğrenen herkes bana gelir.”(Yeşaya 54:13; Yuhanna 6:45).

Bu yazdıklarımı paylaşma isteği ile yazdım. Çünkü bunları yazarken bile hatırıma gelen İNCİL sözleri ile düşünüyor ve bereket alıyorum! Okuyanlara yazarken bile aldığım bereketi paylaştım. Ama yine de, kardeşlerden dua talep ederim ki, Rab, beni Kendisi kırsın ve kardeşlerimi incitecek sözler yazmıyayım. Çünkü bazen, kendi irademin farkında olmadan incitici sözler yazabiliyorum! Bunun için dua talep ediyorum ki, Rab’bimin iradesi ile dolayım!

Baba-Oğul-Kutsal Ruh Allah’ımızın iradesi mubarek olsun.
Amin.