Re: Bilime Hristiyan Bakışı

#27975
Anonim
Pasif

Bilim ve inanç arasındaki ilişkinin tarihi, insanlar Kutsal Kitap’ı bilimsel yazın içeriyormuş gibi okumaya başladıklarında neler olabileceğiyle ilgili ilginç ( ve bazen de iç karartıcı ) örnekler verir. Hemen akla gelen tarihi örneklerden biri, 17. yy. da Galileo ve Roma Katolik Kilisesi’nin Engizisyon mahkemesi arasındaki , dünyanın güneşin etrafında mı döndüğü, yoksa tam tersi mi olduğu konusundaki anlaşılmazlıktır. Sorunlardan biri, Aristo gökbiliminin kilisenin resmi öğretisinin içine çok fazla işlemiş olması ve bu yüzden de inancın bir parçasıymış gibi savunulmasıydı. Galileo ile aynı dönemde yaşayan Descartes’in,” Tanrıbilim , Aristo’nun o kadar etkisinde kalmıştır ki, farklı bir felsefenin,başta inanca ters düşer gibi görünmeden açıklanması neredeyse olanaksızdır. ” derken vurgulamak istediği nokta da tam buydu. Aristo’nun evreni, dünyayı, evrenin merkezinde hareketsiz; üzerinde ay, güneş, gezegenler ve yıldızların görkemli bir şekilde hareket ettiği eşmerkezli çemberlerle çevrelenmiş olarak gösteriyordu. Kuşkusuz, daha önce sözünü ettiğimiz gibi Kutsal Kitap’ta böyle bir gökbilimi bulunmaz. Ancak, Galileo’nun zamanındaki Roma Katolik Kilisesi, bu görüşü Galileo’nun Kopernik’i desteklemesine karşı sert bir şekilde savunmuştur.

Galileo’yu eleştirenlerin bazıları, Kopernik görüşüne saldırmak için Kutsal Yazı ayetlerini kullanmaya çalıştılar. Örneğin, Pisa’lı felsefeciler, ” Dünya sağlam kurulumuş, sarsılmaz. “ diyen Mezmur 93:1’e dikkat çekip, bunun dünyanın fiziksel olarak hareketsiz olduğunu gösterdiğini iddia ettiler !Biz doğal olarak şimdi bu ayeti içinde bulunduğu bağlamda, olduğu gibi görüyoruz: Tanrı’nın görkem ve sadakatine bir övgü ilahisi… Kuşkusuz, son günlerine kadar inançlı bir Katolik olarak kalan Galileo de bu konuya bu şekilde bakmıştı. Hatta daha sonra Düşeş Kristina’ya Mektup ( 1615 ) adı altında yayınlanan uzun bir mektup yazmıştır. Bu mektupta Kutsal Yazı ayetlerini bağlamı dışına çıkaran yalnış yorumlamaların tehlikelerine işaret etmişti. Galileo’nun işaret ettiği bu nokta, bu sözleri kendi güçlü ifadesiyle ilk yazdığı zaman olduğu kadar bugün de geçerlidir:

Eğer fikirlerimi özgürce söylememe izin verirseniz, şunu eklemeliyim: Belki de, her sığ ve bayağı yazarın yazılarına, Kutsal Kitap’ın doğru anlamından uzak bir mantıkla yorumlanmış ( ya da aslında çarpıtılmış ) alıntılar ekleyerek ve böylece yazılarında gösterişli süslemeler yaparak, onlara bir yetkinlik havası vermesini engellemek için önlemler almak, Kutsal Yazılar’ın özüne ve görkemine duyulan saygının gereğidir.

Galileo, Augustinus’un Kutsal Yazı’yla ilgili görüşlerinden çok etkilenmişti. Augustinus 4. yy. da, hristiyanları Kutsal Kitap’ı kelime anlamlarına göre yorumlamakta aşırıya kaçmanın tehlikeleri ve o günün “bilimi ” ile çatışarak gereksiz yere aptal durumuna düşmemeleri için uyarmıştır. ( ” İnancın Ötesinde ” )

Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.