Re: Bilime Hristiyan Bakışı

#28403
Anonim
Pasif

Aslında tüm bilim adamları, bilimle uğraşmaya başlarken, önceden sahip oldukları felsefi bağlılıklarını da beraberlerinde getirmişlerdir. Sahip oldukları dini ya da din karşıtı felsefelerini bilimin kendisinden çıkarmamışlardır. Bilim adamlarının işi dünyayı yetenekleri ölçüsünde en iyi şekilde açıklamak olduğu için , bu tamamen açıklayıcı ve çözümleyici girişim pekala bir felsefi görüşü destekleyen ya da çürüten kanıtlar sunabilir. Ancak bilim kendi başına asla evrenin neden varolduğu, ardındaki amacın ne olup olmadığı konusunda felsefi bir esas oluşturamaz.

Bilinçli ya da değil, herkes günlük yaşamına bir takım varsayımlarla yaklaşır. Örneğin, bir hristiyan tanrı'nın duaya karşılık verdiğine ve kendi yaşamındaki olayların Tanrı'nın ilahi denetimi altında gerçekleştiğine inanır.Bunun genişletilmiş bir uygulamasını Elçi Pavlus'un şu sözlerinde görebiliriz: “Tanrı'nın, kendisini sevenlerle, amacı uyarınca çağrılmış olanlarla birlikte her durumda iyilik için etkin olduğunu biliriz. Ama herkesin aynı olaylara aynı açıdan bakacağı kesin değildir. Bir hristiyan bazı koşulların bir araya gelmesiyle Tanrı'nın etkisini görebilir, ama inanmayan biri onları ” sadece ” tesadüf ya da rastlantı diye kestirip atar.

İşte inananlara yıllar boyunca – üzücü, neşeli ya da sadece dünyasal da olsa – her durumda, normal koşullarla açıklanamayacak bir huzur ve güven veren, hristiyanlık inancında Tanrı'nın egemen planını görmeleridir. Elçi Pavlus hristiyan deneyiminin bu yönünü, “Ben her durumda eldekiyle yetinmeyi öğrendim…İster tok ister aç, ister bolluk ister ihtiyaç içinde olayım, her durumda , her koşulda yaşamın sırrını öğrendim. ” diye yazarak açıklamıştır.

Yaşama yaklaşımımızın altında yatan bu etkenler, yalnız günlük yaşamdaki olaylara verdiğimiz pratik ve duygusal tepkileri değil, aynı zamanda bizim bilime karşı tavrımızı da etkiler. Hristiyan, maddenin iyi olduğuna inanır, çünkü Tanrı onun iyi olduğunu söylemiştir ve bu yüzden maddenin bilimsel yöntem kullanılarak incelenmesi yararlı bir iştir.Belirli bir felsefi ya da dini yaklaşıma sarılma nedenimiz, en azından kısmen , önümüzdeki kanıtları en kapsamlı ve tutarlı şekilde açıklıyor olması ki, bunları duyularımızla fark eder, aklımızla sorgular ve duyularımızla deneyimleriz. Başka bir deyişle belirli bir yaklaşımı, yaşamımıza anlam verdiği için kabul ederiz.Eğer dürüst ve tutarlı bir yaşamımız olsun istiyorsak, bilimsel incelemelerin bir parçası olduğu kanıtlar bütününün bizim felsefemizle uyum içinde olması gerekir. İmanımız ve günlük yaşamlarımız,inançlar ve uygulamaların oluşturduğu o kesintisiz dokunun bir parçası olmalıdır. ( D. ALEXANDER – R. S. WHITE )

Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.