Re: İKi RUHSAL EGEMENLİK

#30197
Anonim
Pasif

Tanrı’nın Egemenliği ruhsal güce dayanan bir yönetimdir

( Yazar: David Pytsches)

İsa’nın yaptığı mucizeler ve sunduğu belirtiler Tanrı’nın Egemenliğinin duyurulması içn temel oluşturmaktadır. İsa, egemenliğin neye benzediğini benzetmeler yoluyla öğretti ve mucizeler yoluyla gösterdi.

O da onlara şöyle dedi: “Tanrı`nın Egemenliği`nin sırrı sizlere açıklandı, ama dışarıda olanlara her şey benzetmelerle anlatılır.Öyle ki, `Bakıp bakıp görmesinler, Duyup duyup anlamasınlar da, Dönüp bağışlanmasınlar’ (Markos 4:11-12).


‘Ama ben cinleri Tanrı`nın eliyle kovuyorsam, Tanrı`nın Egemenliği üzerinize gelmiş demektir’ (Luka 11:20).

Benzetmeler Tanrı’nın Egemenliğine ilişkin sözlü duyurulardı. Mucizeler ise Tanrı’nın Egemenliğinin görsel belirtileriydi.



Kötülüğün güç gösterme biçimlerine ve İsa’nın bunları yenilgiye uğratmasına örnekler


1. Şeytan, gücünü günah aracılığıyla gösterir.

a) Günah bizleri Tanrı’dan ayırır; İsa bizi Tanrı’yla barıştırır.



‘Nitekim Mesih de bizleri Tanrı`ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu* olarak ilk ve son kez öldü. Bedence öldürüldü, ama ruhça diriltildi (1.Petrus 3:18).



b) Dünyada yaşayanlar günahlı doğalarına tutsaktır – İsa insanı özgür kılar.


Ben Babam`ın yanında gördüklerimi söylüyorum, siz de babanızdan işittiklerinizi yapıyorsunuz.” (Yuhanna 8:38).



2. Şeytan gücünü hastalıkla gösterir.

a) Kanamalı kadın – onu özgür kıldı
b) ‘Büyük bir kalabalık da ardından gidiyor, O`nu sıkıştırıyordu.

Orada, on iki yıldır kanaması olan bir kadın vardı.
Birçok hekimin elinden çok çekmiş, varını yoğunu harcamış, ama iyileşeceğine daha da kötüleşmişti.

Kadın, İsa hakkında anlatılanları duymuştu. Bu nedenle, kalabalıkta O`nun arkasından gelip giysisine dokundu.

İçinden, “Giysilerine bile dokunsam kurtulurum” diyordu.
O anda kanaması kesiliverdi. Kadın, bedeninin derinliğinde acıdan kurtulduğunu hissetti.
İsa ise, kendisinden bir gücün akıp gittiğini hemen anladı. Kalabalığın ortasında dönüp, “Giysilerime kim dokundu?” diye sordu.

Öğrencileri O`na, “Seni sıkıştıran kalabalığı görüyorsun! Nasıl oluyor da, `Bana kim dokundu` diye soruyorsun?” dediler.

İsa kendisine dokunanı görmek için çevresine bakındı.
Kadın da kendisindeki değişikliği biliyordu. Korkuyla titreyerek geldi, İsa`nın ayaklarına kapandı ve O`na bütün gerçeği anlattı.

İsa ona, “Kızım” dedi, “İmanın seni kurtardı. Esenlikle git. Acıların son bulsun’ (Markos 5:25-34).



c) Sakat Kadın – İsa onu özgür kıldı.


Bir Şabat Günü* İsa, havralardan birinde öğretiyordu.
On sekiz yıldır içinde hastalık ruhu bulunan bir kadın da oradaydı. İki büklüm olmuş, belini hiç doğrultamıyordu.

İsa onu görünce yanına çağırdı. “Kadın” dedi, “Hastalığından kurtuldun.”


Ellerini kadının üzerine koydu. Kadın hemen doğruldu ve Tanrı`yı yüceltmeye başladı.

İsa`nın hastayı Şabat Günü iyileştirmesine kızan havra yöneticisi kalabalığa seslenerek, “Çalışmak için altı gün vardır” dedi. “O günler gelip iyileşin, Şabat Günü değil.”

Rab ona şu karşılığı verdi: “Sizi ikiyüzlüler! Her biriniz Şabat Günü kendi öküzünü ya da eşeğini yemlikten çözüp suya götürmez mi?


Buna göre, Şeytan`ın on sekiz yıldır bağlı tuttuğu, İbrahim`in bir kızı olan bu kadının da Şabat Günü bu bağdan çözülmesi gerekmez miydi?”


İsa`nın bu sözleri, kendisine karşı gelenlerin hepsini utandırdı. Bütün kalabalık ise O`nun yaptığı görkemli işlerin tümünü sevinçle karşıladı’ (Luka 13 :10-17).



3. Şeytan gücünü cinlenme aracılığıyla gösterir.


a) Tümen cinliydi – İsa onu özgür kıldı (Markos 5:1-20).

Gölün karşı yakasına, Gerasalılar`ın memleketine vardılar.
İsa tekneden iner inmez, kötü ruha tutulmuş bir adam mezarlık mağaralardan çıkıp O`nu karşıladı.

Mezarların içinde yaşayan bu adamı artık kimse zincirle bile bağlı tutamıyordu.

Birçok kez zincir ve kösteklerle bağlandığı halde, zincirleri koparmış, köstekleri parçalamıştı. Hiç kimse onunla başa çıkamıyordu.


Gece gündüz mezarlarda, dağlarda bağırıp duruyor, kendini taşlarla yaralıyordu.

Uzaktan İsa`yı görünce koşup geldi, O`nun önünde yere kapandı.

Yüksek sesle haykırarak, “Ey İsa, yüce Tanrı`nın Oğlu, benden ne istiyorsun? Tanrı hakkı için sana yalvarırım, bana işkence etme!” dedi.

Çünkü İsa, “Ey kötü ruh, adamın içinden çık!” demişti.
Sonra İsa adama, “Adın ne?” diye sordu. “Adım Tümen*. Çünkü sayımız çok” dedi.

Ruhları o bölgeden çıkarmaması için İsa`ya yalvarıp yakardı.
Orada, dağın yamacında otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı.
Kötü ruhlar İsa`ya, “Bizi şu domuzlara gönder, onlara girelim” diye yalvardılar.

İsa`nın izin vermesi üzerine kötü ruhlar adamdan çıkıp domuzların içine girdiler. Yaklaşık iki bin domuzdan oluşan sürü, dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu.

Domuzları güdenler kaçıp kentte ve köylerde olayın haberini yaydılar. Halk olup biteni görmeye çıktı.


İsa`nın yanına geldiklerinde, önceleri bir tümen cine tutulan adamı giyinmiş, aklı başına gelmiş, oturmuş görünce korktular.

Olayı görenler, cinli adama olanları ve domuzların başına gelenleri halka anlattılar.

Bunun üzerine halk, bölgelerinden ayrılması için İsa`ya yalvarmaya başladı.

İsa tekneye binerken, önceleri cinli olan adam O`na, “Seninle geleyim” diye yalvardı.

Ama İsa adama izin vermedi. Ona, “Evine, yakınlarının yanına dön” dedi. “Rab`bin senin için neler yaptığını, sana nasıl merhamet ettiğini onlara anlat.”

Adam da gitti, İsa`nın kendisi için neler yaptığını Dekapolis`te duyurmaya başladı. Anlattıklarına herkes şaşıp kalıyordu’ (Markos 5:1-20).


b) Saralı çocuk cinliydi – İsa onu özgür kıldı (Markos 9: 14-29)-

‘Öteki öğrencilerin yanına döndüklerinde, onların çevresinde büyük bir kalabalığın toplandığını, birtakım din bilginlerinin onlarla tartıştığını gördüler.

Kalabalık İsa`yı görünce büyük bir şaşkınlığa kapıldı ve koşup O`nu selamladı.

İsa öğrencilerine, “Onlarla ne tartışıyorsunuz?” diye sordu.
Halktan biri O`na, “Öğretmenim” diye karşılık verdi, “Dilsiz bir ruha tutulan oğlumu sana getirdim.


Ruh onu nerede yakalarsa yere çarpıyor. Çocuk ağzından köpükler saçıyor, dişlerini gıcırdatıyor ve kaskatı kesiliyor. Ruhu kovmaları için öğrencilerine başvurdum, ama başaramadılar.”

İsa onlara, “Ey imansız kuşak!” dedi. “Sizinle daha ne kadar kalacağım? Size daha ne kadar katlanacağım? Çocuğu bana getirin!”


Çocuğu kendisine getirdiler. Ruh, İsa`yı görür görmez çocuğu şiddetle sarstı; çocuk yere düştü, ağzından köpükler saçarak yuvarlanmaya başladı.


İsa çocuğun babasına, “Bu hal çocuğun başına geleli ne kadar oldu?” diye sordu. “Küçüklüğünden beri böyle” dedi babası.

Üstelik ruh onu öldürmek için sık sık ateşe, suya attı. Elinden bir şey gelirse, bize yardım et, halimize acı!

İsa ona, “Elimden gelirse mi? İman eden biri için her şey mümkün!” dedi.

Çocuğun babası hemen, “İman ediyorum, imansızlığımı yenmeme yardım et!”diye feryat etti.


İsa, halkın koşuşup geldiğini görünce kötü ruhu azarlayarak, “Sana buyuruyorum, dilsiz ve sağır ruh, çocuğun içinden çık ve ona bir daha girme!” dedi.


Bunun üzerine ruh bir çığlık attı ve çocuğu şiddetle sarsarak çıktı. Çocuk ölü gibi hareketsiz kaldı, öyle ki oradakilerin birçoğu, “Öldü!” diyordu.


Ama İsa elinden tutup kaldırınca, çocuk ayağa kalktı.
İsa eve girdikten sonra öğrencileri özel olarak O`na, “Biz kötü ruhu neden kovamadık?” diye sordular.

İsa onlara, “Bu tür ruhlar ancak duayla kovulabilir” yanıtını verdi’ (Markos 9: 14-29).


4. Şeytan gücünü yıkım aracılığıyla gösterir


a) Hırsız çalıp öldürmek ve yok etmek için gelir – İyi çoban olan İsa ise bol yaşam vermek için geldi.

Hırsız ancak çalıp öldürmek ve yok etmek için gelir. Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim’(Yuhanna 10:10).


c) İsa ve öğrencilerinin bindiği kayık gölü geçerken neredeyse batacaktı – İsa fırtınayı azarladı.

İsa tekneye binince, ardından öğrencileri de bindi.
Gölde ansızın büyük bir fırtına koptu. Öyle ki, dalgalar teknenin üzerinden aşıyordu. İsa bu arada uyuyordu.

Öğrenciler gidip O`nu uyandırarak, “Ya Rab, kurtar bizi, yoksa öleceğiz!” dediler.

İsa, “Neden korkuyorsunuz, ey kıt imanlılar?” dedi. Sonra kalkıp rüzgarı ve gölü azarladı. Ortalık sütliman oldu.


Hepsi hayret içinde kaldı. “Bu nasıl bir adam ki, rüzgar da göl de O`nun sözünü dinliyor?” dediler’ (Matta 8:23-27).


5. Şeytan gücünü ölüm aracılığıyla gösterir


a) Küçük kız öldü – İsa onu diriltti
İsa onlara bu sözleri söylerken bir havra yöneticisi gelip O`nun önünde yere kapanarak, “Kızım az önce öldü. Ama sen gelip elini onun üzerine koyarsan, dirilecek” dedi.

İsa kalkıp öğrencileriyle birlikte adamın ardından gitti.

Tam o sırada, on iki yıldır kanaması olan bir kadın İsa`nın arkasından yetişip giysisinin eteğine dokundu.


İçinden, “Giysisine bir dokunsam kurtulurum” diyordu.

İsa arkasına dönüp onu görünce, “Cesur ol, kızım! İmanın seni kurtardı” dedi. Ve kadın o anda iyileşti.


İsa, yöneticinin evine varıp kaval çalanlarla gürültülü kalabalığı görünce, “Çekilin!” dedi. “Kız ölmedi, uyuyor.” Onlar ise kendisiyle alay ettiler.


Kalabalık dışarı çıkarılınca İsa içeri girip kızın elini tuttu, kız ayağa kalktı.

Bu haber bütün bölgeye yayıldı’(Markos 9:18-26).


b) Lazarus öldü – İsa onu diriltti

İsa yine derinden hüzünlenerek mezara vardı. Mezar bir mağaraydı, girişinde de bir taş duruyordu.


İsa, “Taşı çekin!” dedi. Ölenin kızkardeşi Marta, “Rab, o artık kokmuştur, öleli dört gün oldu” dedi.

İsa ona, “Ben sana, `İman edersen Tanrı`nın yüceliğini göreceksin` demedim mi?” dedi.

Bunun üzerine taşı çektiler. İsa gözlerini gökyüzüne kaldırarak şöyle dedi: “Baba, beni işittiğin için sana şükrediyorum.

Beni her zaman işittiğini biliyordum. Ama bunu, çevrede duran halk için, beni senin gönderdiğine iman etsinler diye söyledim.”

Bunları söyledikten sonra yüksek sesle, “Lazar, dışarı çık!” diye bağırdı.

Ölü, elleri ayakları sargılarla bağlı, yüzü peşkirle sarılmış olarak dışarı çıktı. İsa oradakilere, “Onu çözün, bırakın gitsin” dedi’ (Yuhanna 11:38-44).


c) Nain’li dulun oğlu öldü – İsa onu diriltti

Bundan kısa bir süre sonra İsa, Nain denilen bir kente gitti. Öğrencileriyle büyük bir kalabalık O`na eşlik ediyordu.


İsa kentin kapısına tam yaklaştığı sırada, dul annesinin tek oğlu olan bir adamın cenazesi kaldırılıyordu. Kent halkından büyük bir kalabalık da kadınla birlikteydi.

Rab kadını görünce ona acıdı. Kadına, “Ağlama” dedi.