Re: Yehova Şahitlerinin Kan Nakli Konusundaki Tutumları Kutsal Kitap’a Uygun mudur?
6. Mayıs 2010: 13:00
#35025
Anonim
Pasif
CEMİYETİN SON SENELERDE KAN KONUSUNDA YAPMIŞ OLDUĞU BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER!!!
Çok ilginçtir ki, 1998 senesinin başlarında Bulgaristan‘daki Y. Şahitleri Bulgar hükümeti tarafından resmen tanınabilmek amacıyla başvurmuş oldukları Avrupa Konseyi gözetiminde Bulgar hükümetinin kan nakli ve kullanımı konusundaki talepleriyle uzlaşmışlardır! Şimdi Bulgaristan‘daki Y. Şahitleri, resmen kan nakli ve kullanımı konusunda tamamen bireysel olarak karar verme özgürlüğüne sahip olup, kan nakli ve kullanımı konusunda YŞT tarafından kontrol edilmeyecek ve kan nakline başvuranlar da, bu sebepten dolayı Teşkilattan çıkarılmayacaklar. Aynı zamanda YŞT bu uzlaşmada, yaşları küçük olanlara kan naklini istemediğini belirten kartın sağlanmayacağı güvencesini de yetkililere vermiştir (Note d‘information No 148 sur la 276 ème session de la Commission européenne des Droits de l’Homme, Strasbourg, 2.3.1998).
Bundan başka Cemiyet özellikle 15 Haziran 2000 yılında yayınladığı Tarassut Kulesi dergisinde kan konusunda çok önemli değişikliklerde bulunuyordu. O zamana dek ciddi bir şekilde yasaklanan hemoglobin serbest ediliyordu. Şimdi Y. Şahitleri kısmen kan içerikli olan serum , albumin, beyaz globül ve hemoglobinleri artık kabul edebiliyor! Oysa daha önceleri bunlar da kesinlikle reddediliyor ve bunu kabul edenler Cemiyetten de afaroz edilebiliyorlardı!!! Örneğin Cemiyet 15/09/1961 tarihli Tarassuk Kulesi mecmuasında bu konuda şunları söylüyordu:
Bundan başka Cemiyet özellikle 15 Haziran 2000 yılında yayınladığı Tarassut Kulesi dergisinde kan konusunda çok önemli değişikliklerde bulunuyordu. O zamana dek ciddi bir şekilde yasaklanan hemoglobin serbest ediliyordu. Şimdi Y. Şahitleri kısmen kan içerikli olan serum , albumin, beyaz globül ve hemoglobinleri artık kabul edebiliyor! Oysa daha önceleri bunlar da kesinlikle reddediliyor ve bunu kabul edenler Cemiyetten de afaroz edilebiliyorlardı!!! Örneğin Cemiyet 15/09/1961 tarihli Tarassuk Kulesi mecmuasında bu konuda şunları söylüyordu:
‘Tam veya fraksiyon olarak olsun, kendi veya başka birinin kanını injekte yapmak veya nakletmek kötüdür’ sf.559
‘Eczanelerde satılan farklı ilaçların etiketleri gösteriyor ki, bu ilaçlar hemoglobin gibi kan fraksiyonları içermektedir… Verilen yasak her çeşit bütün kanları içine almaktadır…’
‘Aynı şekilde ‘kandan çekinmek’ bedenine hiç bir surette kan almamak anlamına gelir’ Hayata Sevk Eden Hakikat, sf.167
Yapılan bu değişiklikler bizler şu üç gerçeği kanıtlamaktadır.
1). Cemiyet yine yanılmıştır. Çünkü önceleri kanın bir parçası olan bu ilaç ve sıvı maddeleri kabul etmek Tanrı’nın ebedi yasasını çiğnemek olarak görülürken şimdi artık bu böyle değildir. Şimdi herkes bunları alıp almama konusunda kendisi karar verme özgürlüğüne sahiptir!!!
2). Cemiyet kanı oluşturan bu fraksiyonlara da müsade etmekle aslında kanın 100/97-98’ini bedenine almayı kabul etmiştir. Tam kan olması için eksik olan şey neredeyse yalnıca sudur. Unutmayın ki kanın büyük bir kısmı sudan oluşur. Ama şimdi önemli bir soru var: Neden dolayı Cemiyet kanı oluşturan hemen hemen bütün fraksiyonların ayrı ayrı olarak alınmasına müsade ediyorda bunların hep birlikte alınmasına müsade etmiyor? Bu bir tutarsızlık değil midir? Bu şuna benziyor: Bizler domatesi, peynir ve salamı ayrı ayrı yiyebiliriz ama hepsini bir anda bir sandeviç içinde yiyemeyiz! Ne çelişkili ve tuaf bir kural!!
3. Cemiyet aynı zamanda bu kan fraksiyonlarını müsade etmekle başlangıçta kendisinin koyduğu ”bedene hiçbir surette kan almamak” yasasını ve Elçilerin İşleri 15:22-29 ayetlerine dayanarak bizzat kendisinin geliştirmiş olduğu ”kandan sakınmak” buyruğunu çiğnemiş bulunmaktadır. Şimdi Cemiyet kendi sözleriyle kendisini mahküm etmektedir. Öyle ki, şimdi sormak gerekir: Acaba bu kan fraksiyonlarını kabul eden bir Yehova Şahidi ne derece gerçekten de kandan sakınmaktadır ki? Kan fraksyonlarını öyle veya böyle kısmen de olsa bedenine alan bir kimse ne derece bu ‘ebedi ahite’ sadık kalmış olabilir ki? Eğer Elçilerin İşleri 15:22-29′daki sözler kesin ve ebedi bir kural ise buna kısmen mi uymalı yoksa tam olarak mı? Acaba putperestlikten kaçının derken bundan bizler ‘biraz putperst olabiliriz’ sonucunu mu çıkarmalıyız? Şüphesiz ki, hayır. Görüyoruz ki, Cemiyetin bu ayetlere dayanarak kan konusunda geliştirmiş olduğu anlayışı ve koymuş olduğu kurallar tamamen çürük ve birbiriyle tutarsızlık içindedır!
Bunlardan başka biliyor musunuz ki 1997 yılında bizzat Yehova Şahitleri içinde kan nakli konusunda reform olmasını isteyen ‘Assocıated Jehovas ‘s Witnesses for Reform on Blood’ ismiyle yeni bir akım oluşmuştur? Özellikle Cemiyetin oluşturduğu bu ”Hastane İrtibat Heyetine” ait olanlar tarafından kurulan bu akım özellikle internet yoluyla Yehova Şahitlerini kan nakli konusunda aydınlatmayı hedef almıştır. Bu akım hem tıbbi hem de Kutsal Kitap kanıtlarıyla YŞT’nın kan konusundaki pozisyonunun tamamen yanlış olduğunu ve daha fazla kişilerin bu yanlış öğretinin kurbanı olmaması doğrultusunda çaba göstermektedirler. İnternet adresleri şöyledir: http// http://www.ajwrb.org
Şüphesiz her tıbbi girişimde olduğu gibi kan nakli olayında da Aids veya çeşitli zürhevi hastalıklara vs… yakalanma riskinin bulunduğunu da kabul ediyoruz.Ama Yehova Şahitlerinin bunu gereğinden fazla abarttığını da gözlüyoruz. Risksiz veya daha az riskli başka bir tedavi metodu bulana dek can kurtarma amacıyla kan naklini kabul etmenin Kutsal Kitap açısından hiçbir sakıncası bulunmamaktadır.
Acaba bütün bu yeni gelişimler ne anlama geliyor? Bu demek midir ki, YŞT bu denli bağlı olduğu sözkonusu bu tam kan nakli konusundki tutumunu da yakında dünya çapında değiştirecektir? Şimdilik her ne kadar kesin bir şey söylemek zor olsa da Cemiyetin Bulgaristan‘daki uzlaşması, kanı oluşturan maddelerin kabul edilmeye başlanması, Cemiyet içinde gizli bir şekilde oluşan reformcular bu değişikliğin mümkün olduğu haberini vermektedir. Bakalım bu konudaki son ‘yeni ışıklar ‘ ‘sadık ve basiretli köleye‘ ne zaman verilecektir?!
Sonuç olarak şunu belirtmek istiyorum ki, bu Cemiyet kutsal Kitap’tan çıkardığını söylediği bu çarpık öğretisiyle bugüne dek binlerce kişinin boş yere ölümüne neden olarak Tanrı önünde ‘kan borçlusu’ durumundadır. Dikkatli olun ve ümidimizi kesinlikle böyle Kutsal Kitap ayetlerini çarpıtarak insanları ölüme ve esarete sürükleyen, kaygan kum üzerine kurulu, sürekli değişen insansal teşkilatlar üzerine kurmamayın ve onların bireysel anlayış ve yorumlarının kurbanı olmayınız. Tanrı’ya ve yalnızca O’nun sözüne güvenerek onunla ilerleyiniz.