Re: üç gün
21. Ocak 2009: 22:39
#31955
Armagan
Anahtar yönetici
İsa, ölümü ile dirilişi arasındaki üç gün içerisinde neredeydi?
Soru: İsa, ölümü ile dirilişi arasındaki üç gün içerisinde neredeydi?
Yanıt: 1.Petrus 3:18-19 diyor ki, “Nitekim Mesih de bizleri Tanrı’ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu* olarak ilk ve son kez öldü. Bedence öldürüldü, ama ruhça diriltildi. Ruhta gidip bunları zindanda olan ruhlara da duyurdu.”
Ayet 18’de ‘ruhça’ sözcüğü gramer bakımından ‘bedence’ sözcüğün aynı yapısına sahiptir. O yüzden ‘ruh’ ile ‘beden’ sözcüklerini aynı aleme bağdaştırmak yerinde olacak. Burada geçen beden ve ruh, Mesih’in bedeni ve ruhudur. ‘Ruhça diriltildi’ ifadesi, Mesihin, dünyanın günahlarını taşıyıp ölmesi, onun insansal ruhunun Babasından ayrılmasına sebep olduğunu gösteriyor (Matta 27:46). Burada, Matta 27:41 ve Romalılar 1:3-4’te olduğu gibi, beden ve ruh arasında bir zıtlaşma sözkonusudur, değil Mesih’in bedeni ile Kutsal Ruh’un arasında. Günaha karşılık getirdiği kefaret kurbanı tamamlandıktan sonra, Onun ruhu, kesilmiş olan beraberliği yeniden canlandırdı.
1.Petrus 3:18-22 Mesih’in acı çekmesi (ayet 18) ile yüceltilmesi (ayet 22) arasında gerekli olan bağlantıyı tarif ediyor. Bu iki olayın arasında geçen olaylar hakkında bir tek Petrus bize ayrıntılı bilgi veriyor. Ayet 19’da ‘duyurdu’ için kullanılan sözcük, Yeni Antlaşma’da müjdenin yayılması için kullanılan olağan sözcük değildir. Onun harfi anlamı, bir haberi yaymaktır. İsa çarmıhta acı çekip öldü; bedeni ölüme teslim edildi, ruhu da İsa’nın günah olduğu anda öldü. Oysa ruhu canlandırıldı, İsa da onu Babasına teslim etti. Petrus’a göre, ölümü ile dirilişi arasında İsa’nın ‘zindanda olan ruhlara’ özel bir biçimde ilan ettiği bir an oldu.
Başlangıç olarak şunu belirtelim ki, Petrus insanlara ayet 3:20’de ‘canlar’ (‘kişiler’ olarak tercüme edilen sözcüğünün asıl anlamı) diyor, ‘ruhlar’ demiyor. Yeni Antlaşma’da ‘ruhlar’ sözcüğü melekler, ya da cinler için kullanılıyor, insanlar için kullanılmıyor. Ayet 22’de de bu anlam taşıdığı olasıdır. Ayrıca, İncil hiç bir yerinde İsa’nın cehennemi ziyaret ettiğini söylemiyor. Elç. İşl. 2:31’de okuyoruz ki, ‘ölüler diyarı’nda kaldı, orada kullanılan asıl sözcük de ‘Hades’tir, fakat ‘Hades’ cehennem değildir. ‘Hades’ kavramı ölülerin alemini kastediyor, o da kişilerin geçici olarak kaldığı, dirilişi bekledikleri bir yerdir. Vahiy 20:11-15, ‘ölüler diyarı’ ve ‘ateş gölü’ ifadelerini kullanarak bu ikisinin arasındaki farkını açık bir biçimde dile getiriyor. Cehennem kalıcı ve ebedi bir yer olup kaybolmuş canlar için cezalandırılma yeridir. Öte yandan, Hades geçici bir yerdir.
Rabbimiz İsa ruhunu Babasına teslim edip öldü ve ölümü ile dirilişinin arasında belli başlı bir zamanda ruhsal varlıklara bir haber yaydı. Bunlar büyük olasılıkla günaha düşmüş meleklerdi (Yahuda 6’ya bakınız) ve bir yolla tufandan önceki Nuh’un zamanına bağlıydılar. Ayet 20 bunu açığa vuruyor. Petrus bize İsa’nın bu zindanda olan ruhlara nasıl bir haber yaydığını bildirmiyor, fakat bu haber kurtuluşla ilgili olamazdı, çünkü meleklere kurtuluş yok (İbraniler 2:16). Bu, herhalde Şeytanı ve ordusunu yendiği haberiydi (1.Petrus 3:22; Koloseliler 2:15). Ayrıca Efesliler 4:8-10 İsa’nın ‘cennete’ de gittiğini, kendi ölümünden önce ona iman edenlerin tümünü oraya götürdüğünü de ima ediyor (Luka 16:20; 23:43). Bu ayetler, o zaman olup bitenlerin hakkında ayrıntılı bilgi vermiyor, oysa Kutsal Kitap bilginlerinin çoğu “tutsakları peşine taktı” ifadesi bu anlam taşıdığı konusunda hemfikirdirler.
Söylediklerimizin kısası şu ki, Mesih, ölümü ile dirilişi arasındaki o üç gün içinde ne yaptığı konusunda Kutsal Kitap bize tam kesin bilgi vermiyor. Oysa öyle görünüyor ki, günaha düşmüş melekler ve iman etmeyen insanlara yengisini ilan etti. İsa insanlara ikinci kurtulma fırsatı sağlamadı; ondan emin olabiliriz. İncil’in buyurduğuna göre, ölümden sonra bizi ikinci fırsat değil, ama yargı bekliyor (İbraniler 9:27). Ölümü ile dirilişi arasında İsa’nın ne yaptığı konusunda tam net bir cevap yok. Belki de yüceliğe eriştiğimizde çözeceğimiz sırlardan biridir bu.