Re: Ruhsal Armağanlar ve Kadın peygamberlik

#34024
Anonim
Pasif

Kutsal kıtab,a göre
Peygamberlik nedir..Bir Kişinin Dogrudan Tanrıdan aldığı Tanrı esinlemesini başkasına,yada başkalarına aktarmasıdır.

Saba kardeşim, bence yukarıdaki sözleriniz çok önemli.

Yazılarınızdan anladığım kadarıyla protestansınız ve protestan olmanız bu konuda birbirimizi daha rahat bir şekilde anlamamızı sağlayacaktır.

Neden? Çünkü Kiliselerimizde Rab’bin Söz’ü olan Kutsal Kitap’ı tek yetkin kılıyoruz.

Kutsal Metinler insanlara öğretiler vermek için, insanları azarlamak için, insanları doğru yola getirmek için kullanılır. Yani tam manasıyla bunlar çobanın görevleridir. Çoban kendi şahsi becerileriyle lider olmaz. Kutsal Metinlere göre davranır. Kutsal Metin ne yazıyor ise onu uygular ve hiç bir şekilde kendi düşüncelerini olayın içine katmaz.

Sanırım buraya kadar hem fikiriz?

Şimdi gelelim olayımıza…

Kadın peygamberler…

Bir Kişinin Dogrudan Tanrıdan aldığı Tanrı esinlemesini başkasına,yada başkalarına aktarmasıdır.

diyorsunuz…

Peki… Bir kadın peygamber, Tanrı’dan almış olduğu Tanrı esinlenmesini başkalarına aktararak o insanlara doğru yolu göstermiş ve o insanların hayatlarına yön vermiş olmuyor mu? Peki bu çobanlık değildir de nedir?

Bu güne gelelim… Kadınların da sarf etmiş oldukları Tanrı esinlenmesi yazıya dökülüp, Kutsal Kitap oluşturulmadı mı? O Kutsal Kitap bu gün bizim Kiliselerimizde tek yetkiye sahip değil midir? Bu gün, “çoban” diye nitelendirdiğimiz pastör aslında kadınların sözlerinin de içinde bulunmuş olduğu Kutsal Metinler ile insanlara liderlik yapmıyor mu?

İşte olaya bu gözle bakınca kadın peygamber ile günümüz kilise önderinin arasında bir fark olmadığını (liderlik olarak) göreceksiniz. Çünkü günümüz kilise lideri kimi zaman kadın peygamberlerin sarf etmiş oldukları sözleri referans alıp, onları uygulayıp topluluğuna yön verir.

Şu eleştiriyi getirebilirsiniz; “O sözleri kadın değil, Rab söylemiştir çünkü olayın içinde Kutsal Ruh vardır” diyebilirsiniz. Ama bu eleştirinizde sadece kadınlar için geçerli olmaz, herkes için geçerli olur. Sonuçta kürsüde konuşan pastör de Kutsal Ruh yardımı ile konuşuyor. Liderlik yapan kişi de Kutsal Ruh ile Liderlik yapıyor yahut Kutsal Metin yazarlarının hepsi de Kutsal Ruh ile yazdı.

Kilisenin Rabbin bereketinden yararlanmasi,ve Kilisenin esenligi için Kutsal Kıtaba uygun olması gerektiği görüşündeyim.

Ayetleri çarpıtmayalım!

İkidir bu tarz cümleler kuruyorsunuz. Aslında burada sözüm direk olarak size değil. Çünkü sizin gibi düşünen çok insan olduğunu biliyorum.

Kutsal Kitap’tan taviz vermemek farklı bir şeydir. Ortaçağ zihniyetine bürünüp hiç bir şeyi sorgulamadan bize sunulanı yememiz çok farklı bir şeydir.

Açıkçası doğruyu bulabilmek için bir şeylerin sorgulanması taraftarıyım, tabi bunları yaparken Kutsal Kitap dışına çıkmamak en önemli faktördür.

Size bu konuda sadece tek bir örnek vermek istiyorum. Zamanında Kutsal Metinleri kendi dillerine çevirip, insanları (halkı) bilinçlendirmek isteyen insanlar yakılarak öldürüldü. İşte bu zihniyetin bedelini biz çok kötü bir şekilde ödedik ve hala da ödüyoruz.

Ama baskılara ve ölümlere rağmen Kutsal Metinler ülke dillerine çevrildi ve halk bu kitapları okumaya başlayıp bilinçlendi ve sonradan aslında Kutsal Kitap’ta olmayan ama insanlar taraafından uydurulmuş putperest palavraların farkına vardı ve bunlara karşı çıktı.

İşte bu yüzden biz protestocuyuz:) İşte bu yüzden biz bölücülüğü erdem sayan bir mezhebiz:)

Aynı hatayı kendi içimizde de yapmayalım.

Kutsal Metinlere bağlı kalarak ve Kutsal Metinler ışığı altında herşeyin sorgulanması taraftarıyım.