Re: Kutsal kitap’ta adlari geçen önemli yerler

#31099
Anonim
Pasif

TARŞİŞ:
Yahudi tarihçi Yosefus Nuh oğlu Yafet oğlu Yavan’ın oğlu Tarşiş’in Tarsus adlı kentle ilgili olduğunu bildirir (Tekvin 10:2-5).
Yavan’ın Yunan’la ilgili olduğu sanılır.
Buna göre Tarsus kenti Yunan kolonisi olarak kurulmuş olabilirdi.
Tarsus’un Eski Antlaşma’daki Tarşiş’le ilgisi olup olmadığı kesinlik kazanmamıştır.

Tarşiş’ten şöyle söz edilir: «Kral Süleyman Edom ülkesinde, Kızıl Deniz’in kıyısında Elot’un (Elat’ın) yanında olan Etsyon-geber’de gemiler yaptı.. Çünkü Hiram’ın gemileriyle kralın denizde Tarşiş gemileri vardı; Tarşiş gemileri üç yılda bir kere altın ve gümüş, fil dişi ve maymunlar ve tavus kuşları ile yüklü olarak gelirlerdi» (1. Krallar 9:26; 1. Krallar 10:22; 2. Tarihler 8:17).
Yahuda kralı Yehoşafat kötü işleriyle tanınan İsrail kralı Ahazya ile uyuşarak Etsyon-geber’de gemiler yapıp Tarşiş’e yollamak istediyse de «Eliezer Yehoşafat’a karşı peygamberlik edip dedi: ‘Ahazya ile uyuştuğun için RAB senin işlerini bozdu.’ Ve gemiler parçalandılar ve Tarşiş’e gidemediler» (2. Tarihler 20:35-37).
«Yunus RABBİN önünden Tarşiş’e kaçmaya kalktı ve Yafa’ya gitti ve Tarşiş’e giden bir gemi buldu; navlununu verdi ve RABBİN önünden uzağa, Tarşiş’e onlarla beraber gitmek için gemiye bindi» (Yunus 1:3).
«Onlardan kaçıp kurtulanları milletlere Tarşiş’e, Pul’a ve Lud’a (yay çekenlere), Tubal’a ve Yavan’a şöhretimi işitmemiş.. olan uzaktaki adalara göndereceğim ve milletler arasında izzetimi bildirecekler» (Yeşaya 66:19).
«Tarşiş’ten dövülmüş gümüş levhalar.. getirilir» (Yeremya 10:9; Hezekiel 27:12).

Tarşiş’in tek yer olduğu yoksa bazı uzmanların öne sürdüğü gibi maden filizi eritme fırını anlamındaki bir sözcüktü ve maden ticaretiyle uğraşan çeşitli limanlar için kullanıldığı kesin olarak saptanmamıştır.
Uzak olduğu için maden ticaretinde ün kazanan İspanya’nın eski Tartessus kenti olduğu sanılmıştır.
Tarşiş adı Sardinya adasında bulunan Finikeliler’in bir yazıtında görülür.

TSOAN:
Mısır’ın eski bir kenti. Nil deltasının kuzey doğusundaki Menzale gölünün güney kıyısına yakın San el-Hagar adlı yerdeydi.
RAB «Mısır ülkesinde, Tsoan bölgesinde, atalarının önünde şaşılacak işler yaptı» (Mezmur 78:12,43).
Mısırdaki Tsoan Hebron’dan yedi yıl sonra kuruldu (Sayılar 13:22).
M.Ö.1100 yılından M.Ö.660 yılına dek Mısır’ın başkenti sayılırdı: «Tsoan reisleri bütün bütün sefih oldular» (Yeşaya 19:11).

TSOAR:
Küçük demektir.
Bela adıyla da tanınan Tsoar ve Gomorra, Adma, Sodom, Tseboim kentleriyle birlikte Havza Şehirleri (Ova Kentleri) diye çağrılırdı.
İbrahim tarafından seçme hakkını alan Lut bol sulu olduğundan «Havza şehirlerinde oturdu ve Sodom’a doğru çadır kurardı» (Tekvin 13:10-13).
Sodom Gomorra ile birlikte günahlılığıyla tanındı: «Sodom halkı kötü ve RABBE karşı çok günahkardılar» (Tekvin 13:13).
«Bunun gibi, rasgele cinsel ilişkide bulunan, doğal ilişki dışında sapıklık yapan Sodom ile Gomorra ve çevrelerindeki kentler de sonsuz ateş yargılaması altında bir örnek olarak segilenmektedir» (Yahuda 7).
RAB o kentleri yok edeceğini İbrahim’e bildirince İbrahim 50 doğru kişiyle başlayarak en sonda 10 doğru kişinin hatırası için RAB’ten kentleri yok etmeyeceği vaadini alır. On doğru kişi bulunmadığı için «RAB Sodom üzerine ve Gomorra üzerine RAB tarafından göklerden kükürt ve ateş yağdırdı; ve o şehirleri ve bütün Havza’yı.. altüst etti (Tekvin 19:24,25). Ancak Lut ve kızları kurtuldu. Geriye bakan Lut’un karısı «tuz direği oldu». Lut yakın ve küçük bir kent olduğundan Tsoar’a kaçmak için melekten izin istedi. Melek isteğini kabul etti (Tekvin 19:18-21).
Kentin adı bu nedenle küçük anlamındaki Tsoar oldu. Sonra orada kalmaktan korktuğu için dağa çıkıp mağarada oturdu (Tekvin 19:30).

Kazıbilimcilerin araştırmaları M.Ö. 2000 yılının sularınca bölgeye yaklaşık 600 yıl boyunca boşaltan bir facianın olduğunu gösteren kanıtları bulmuştur.
Yosefus adlı tarihçi yazdığı çağda (İsa’dan hemen sonra) bu kentlerin kalıntılarının daha büsbütün Lut gölü suları tarafından kaplanmadığını bildirir (Yahudi Savaşları IV:4).
Sodom ve öbür kentler göl sularının artık kaplamış olduduğu gölün güneyinde bulunan ovada bulunmaktaydı.

Musa peygamberin Pisga dağından Kenan diyarını gözlediği zaman Tsoar, güneyde en uzak görebildiği yerdi (Tesniye 34:3).
Moab’ın kaçakları, yıkımdan kaçmak için Tsoar’a sığınıyorlar. Heşbon’un feryatları Tsoar’a dek erişiyor (Yeremya 48:34).

YAHATS:
İsrail oğullarının Amoriler’in kralı Sihon’u yendikleri yer (Sayılar 21:23).
Ruben bölgesindeki kentlerden biri (Yeşu 13:18).
Levililer’e verildi (Yeşu 21:36). Daha sonraki çağlarda Moab kenti yeniden aldı:
«Heşbon’la Eleale feryat ediyorlar; sesleri Yahats’a kadar erişiyor; bunun için Moab’ın silahlı adamları yüksek sesle bağırıyorlar» (Yeşaya 15:4).

YAHUDA:
Yakub’un Lea’dan dördüncü oğlu. Annesi «Bu defa RABBE hamdedeceğim» diyerek sevincini belirtmek için dünyaya getirdiği oğula «O (Tanrı) övülsün» anlamındaki Yahuda adını verdi (Tekvin 29:35).
Yahuda’ya verilen bölge büyüktü (Yeşu 15:1-63).
Dan ile Benyamin bölgeleri onun kuzeyindeydi. Sınır hemen hemen düz olarak Lut denizinin kuzeyinden Ak Deniz’e kadar doğudan batıya gidiyordu. Sınır Yeruşalim’in güneyinden geçiyordu. Batı sınırı Ak Deniz ve doğu sınırı Lut deniziydi. Güney sınırı Edom sınırıydı (Yeşu 15:21).
Bu bölge Rehoboam zamanında ülke ikiye bölününce bir krallık oldu (1.Krallar 12).

YAHUDİYE:
Romalılar’ın Filistin’in en güney kesimine verdiği ad.
Uzunluğu kuzeyden güneye Beytlehem’den Beerşeba’ya kadar 88 kilometreydi ve genişliği kırk elli kilometreydi. Bölgenin yarısı çöldü.
Vaftizci Yahya’nın hizmetinin başlangıcında «Kayser Tiberius’un imparator oluşunun on beşinci yılında, Pontius Pilatus Yahudiye ülkesinde valiydi» (Luka 3:1).
İsa «Yahudiye’nin Beytlehem kasabasında» doğdu (Matta 2:1).
«Galile’den yoğun bir topluluk İsa’nın ardı sıra gitti. Yahudiye’den, Yeruşalem’den.. yoğun topluluklar yapmakta olduğu işleri haber alarak O’na geldiler (Markos 3:7,8).
Dirilişinden sonra Rab İsa habercilere şunları bildirdi: «Kutsal Ruh sizlere geldiğinde güç ile kuşanacaksınız.
Yeruşalem’de, tüm Yahudiye’de, Samiriye’de ve dünyanın en ırak köşesine dek benim tanıklarım olacaksınız» (Haberciler’in İşleri 1:8).

YAVAN:
Nuh oğlu Yafet oğlu «Yavan’ın oğulları: Elişa, Tarşiş, Kittim ve Dodanim. Memleketlerinde her biri diline göre, milletlerinde kabilelerine göre milletlerin adaları bunlardan bölündüler» (Tekvin 10:2-5).
Yavan’ın Yunan’la ilgili olduğu sanılır.
Eski çağda Ege bölgesinde koloniler kuran ve Yunanca’da İones adıyla tanınan halktı.
Yeşaya aynı konuyu şöyle vurgular RAB’ten getirdiği sözde: «Onlardan kaçıp kurtulanları uluslara, Tarşiş’e, Pul’a ve Lud’a (yay çekenlere), Tubal’a ve Yavan’a ünümü işitmemiş ve yüceliğimi görmemiş olan uzaktaki adalara göndereceğim ve uluslar arasında yüceliğimi bildirecekler» (Yeşaya 66:19).
RAB Daniel’e Büyük İskender’in imparatorluğunu ve dörde bölünmesini açıklarken Yunan ili kralı dediği zaman İbranice’de Yavan adını kullanır: «O kıllı ergeç Yunan ili kralıdır; ve gözleri arasında olan büyük boynuz birinci kraldır (Büyük İskender). Kırılmış ve yerine dört boynuz çıkmış olana gelince, o ulustan dört krallık çıkacak ama onun gücünde olmayacaklar» (Daniel 8:21).

YAZER:
Yardım edici demektir.
Gilead ülkesine yakın Ruben ve Gad oğullarının Erden’in doğusunda görüp hayvancılıkları için beğendikleri bir ülke: Yazer ülkesi (Sayılar 32:1,2).
Bu yörenin kenti Yazer, Gad kuşağına ayrıldı (Sayılar 32:35) ve Levililer’e verildi (Yeşu 21:39).
Belki Heşbon’un kuzeyindeki Kirbet Jazzir.

YERUŞALEM:
Kentin konusunun Kutsal Kitap’taki ilk geçmesi kralları yenmekten dönen İbrahim’in Yüce Tanrı’nın kahini ve Salem kralı Melkisedek tarafından kutlu kılınması olayı olduğu sanılır (Tekvin 14:18).
Salem selamette, esenlik içinde demektir.
Kralın vadisi anlamındaki Şave vadisine yakındı (Tekvin 14:17).
Salem’i Yeruşalim’le bir saymak için bir sakınca görülmüyor. Bir Mezmur Salem’i Sion’le bir sayar (Mezmur 76:2).
Sion Yeruşalim’i simgeleyen bir adtır. Melkisedek (doğruluk kralı) adına çok benzeyen Adoni-tsedek (doğruluk efendisi) adını taşıyan bir kişi Yeruşalim kralıydı Yeşu zamanıda (Yeşu 10:3).
Yebusi ya da Yebus, Yebusi halkının Davut zamanına kadar Yeruşalim’de tuttukları tepe. Benyamin ile Yahuda arasındaki sınırın Yebusi sırtından geçtiği bildirilir:
«Sınır kuzeye doğru olan Refaim deresinde, Hinnom oğlu deresinin önündeki dağın en son kısımına iniyordu; ve güneye doğru Hinnom deresine, Yebusi sırtına iniyordu ve En-rogel’e iniyordu» (Yeşu 18:16).
Yebusi sırtı Yeruşalim’dir (Yeşu 15:8; 1.Tarihler 11:4).
Hinnom deresi Yeruşalim’in güneyinde batıdan doğuya doğru uzanır kuzeyden güneye uzanan Kidron deresiyle bağlanır. «Adam Yebus’un karşısında vardı (o Yeruşalim’dir)» (Hakimler 19:10).
«Sen buraya girmeyeceksin, fakat körler ve topallar seni kovacaklar» diyen Yebusiler’i yenip Sion hisarını alan Davut ona «Davud’un şehri» adını koydu (2. Samuel 5,6-10).
Bu Hinnom ile Kidron derelerine bakan Yeruşalim’in yüksek tepesiydi. Daha sonra bu ad Yeruşalim’in tümüne verildi. Tıpkı Korah oğullarının bir mezmurunda dendiği gibi:
«Sion’un çevresinde gezin, etrafını dolanın, kulelerini sayın; hisarlarına iyi bakın, saraylarını seyredin: öyle ki, onu gelecek kuşağa anlatasınız. Çünkü bu Tanrı her zaman ve sonsuza dek bizim Tanrımız’dır; ölüme dek o bize yol gösterecektir» (Mezmur 48:12-14).
Sion Tanrı’nın kenti, Tanrı’nın özellikle kurtarışını açıkladığı yer olarak tanınırdı:
«RAB büyüktür, Tanrımız’ın kentinde, kutsal dağında övgüye çok layıktır. Kuzey yanlarında büyük Kral’ın kenti, yüksekliği güzel olan Sion dağı bütün yerin sevincidir. Tanrı onun saraylarında yüksek kule olarak kendini bildirmiştir» (Mezmur 48:1-3).
Davut ve Süleyman’ın zamanında İsrail’in başkenti ve tapınağın kuruluşundan sonra ülkenin tapınma merkeziydi. Krallığın ikiye bölünmesinden sonra İsrail kralları olanca güç ve akıllılıklarıyla Yeruşalim’in bu çekiciliğine karşı durmaya çalıştılar. Sürgünden sonra yine ülkenin siyasal ve dinsel merkezi oldu.

Yeni Antlaşma çağında bu iki yönlü önemini südürüyordu. İsa kendisini Mesih olarak yadsıyan Yahudi ulusunun cezalandırılacağını önceden bildirdi. Bunun ağırlığı Yeruşalim’in yıkılışında toplanacaktı (Matta 24:2,15,16).
Bu söz çağımızın 70 yılında gerçekleşti. Peygamberler Yeruşalem’in Tanrı hükümranlığının başkenti olacağını belirtir:
«Son günlerde..dağların başında RAB evinin dağı pekiştirilecek.. Çünkü yasa Sion’dan ve RABBİN sözü Yeruşalim’den çıkacak. Uluslar arasında hükmedecek, çok halklar hakkında karar verecek; ve kılıçlarını sapan demirleri.. yapacaklar; ulus ulusa karşı kılıç kaldırmayacak ve artık savaşı öğrenmeyecekler» (Yeşaya 2:2-4).

Yeni Antlaşma imanlıların yaklaştığı dağın «Sion dağı, diri Tanrı’nın kenti, göksel Yeruşalem» olduğunu bildirir (İbraniler 12:22; Vahiy b.21 ve 22’ye de bakınız).

ZEBULUN:
İkamet, oturma demektir.
Lea Yakub’a altıncı bir oğul doğururken «Tanrı bana iyi bir hediye verdi, şimdi kocam benimle oturacaktır; çünkü ona altı oğul doğurdum» dedi. «Ve onun adını Zebulun koydu» (Tekvin 30:19,20).
Zebulun’a verilen miras Galile denizi ile Ak Deniz arasındaydı. Güneyinde Manasse, güney doğusunda İssakar, kuzeyinde ve kuzey doğusunda Naftali ve batısında Aşer bölgeleri bulunuyordu.
Bu bölgenin tarihsel önemi olan yerler arasında Hakim Elon’un memleketi Ayyalon kenti, Yunus peygamberin doğum yeri Gat-hefer, İsa’nın çocukluğunu geçirdiği Nasıra ve düğünde mucize yaptığı Kana vardı.

İsa «Zebulun ve Naftali sınırlarınfa, deniz kıyısında bir kent olan Kafernahum’a» yerleşmesi Yeşaya peygamberin «Zebulun ülkesi, Naftali ülkesi.. karanlıkta oturan halk parlak bir ışık gördü» sözünü yerine getirdi (Matta 4:12-17).