Re: Kanın sesi ancak adaletle susar

#28343
Anonim
Pasif

Suikaste tepki yağdı

19/01/2007 (265 kişi okudu)

* Cumhurbaşkanı Sezer: Hrant Dink’in Agos Gazetesi önünde uğradığı saldırıyla yaşamını yitirmesinden derin üzüntü duydum. Bu çirkin ve utanç verici saldırıyı nefretle kınıyorum. Bu tür insanlık dışı davranışlar, asla amacına ulaşamayacaktır. Ulusumuzu derinden yaralayan bu saldırının faillerinin bir an önce yakalanması, hepimizin öncelikli beklentisidir. Böyle üzücü olayların bir daha yaşanmamasını diliyor, Hrant Dink’in ailesine, basın dünyamıza ve ulusumuza başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

* Bülent Arınç (TBMM Başkanı): Bu saldırı kimler tarafından, hangi amaçla yapılırsa yapılsın Türkiye’nin huzuruna, birliğine, milletimizin kendi arasındaki barışına yapılmış bir saldırıdır. Haince, sinsice, kasıtlı olarak ve direkt Türkiye’nin geleceğini, mutluluğunu yoketmeye yönelik bir saldırıdır. Türkiye böylesine hain terör eylemlerinden etkilenmeyecek güçtedir. Bu hain saldırıyı yapanlar kim ya da kimler ise gereken cevabı, cezayı en kısa zamanda alacaktır. Tüm dünya bir kez daha bilmelidir ki, ülkemizde yaşayan her vatandaşımız etnik kimliğine, dinine, geçmişine bakılmaksızın bu ülkenin sahibidir, ayrılmaz bir parçasıdır. Bu saldırı Türkiye’ye karşı yapılmış bir saldırıdır.

* Deniz Baykal (CHP Genel Başkanı): Utanç verici bir olay. Kim yaptı ve yaptırdıysa Türkiye’ye en büyük zararı vermiştir. Hiçbir inanç, düşünce, yurtseverlik veya milliyetçilik anlayışının bu cinayetle bir ilişkisi olamaz. Bu ya ilkel bir lumpenlik, ya da Türkiye’nin içini karıştırmayı, Türkiye’yi dünyada güç duruma düşürmek isteyenlerin tertibidir. Herkes bu alçakça saldırıdan üzerine düşen sorumluluğu almalıdır. En kısa zamanda konunun aydınlatılmasını diliyorum. Böyle girişimler Türkiye’nin hoşgörü ve barış ortamını sarsmaya yetmeyecektir. Nefretle kınıyor, bütün milletimize başsağlığı diliyorum.

* Mehmet Ağar (DYP Genel Başkanı): Büyük bir üzüntü duydum. Türkiye’nin çok önemli dış sorunlarla karşı karşıya bulunduğu böylesine kritik bir aşamada, ülkenin ulusal çıkarlarına büyük ölçüde darbe vuracak olan vahşi saldırıyı DYP olarak şiddetle ve derin bir nefretle kınıyoruz. Faillerinin tüm olanaklar derhal harekete geçirilmek sureti ile akalanmasını ve adaletin önüne çıkarılmasını bekliyoruz. Aynı zamanda, demokrasinin vazgeçilmez koşullarından biri olan düşünce ve ifade özgürlüğüne de gölge düşüren bu menfur saldırıda yaşamını yitiren Dink’in ailesine, Agos Gazetesi mensuplarına ve Ermeni asıllı tüm vatandaşlarımıza baş sağlığı dileklerimi sunuyorum.

* Saffet Arıkan Bedük (DYP Genel Başkan Yardımcısı): Türkiye’de yeniden suikast olaylarının gerçekleşmesene yönelik bir olay olarak değerlendiriyorum. Faillerinin mutlaka yakalanması lazım. Yeniden Türkiye’nin bir provakasyon alanı olarak kullanılmasına asla izin vermemeliyiz.

* Erkan Mumcu (Anavatan Partisi Genel Başkanı): Vurulan sadece Hrant Dink değil, Türkiye’nin itibarıdır. Saldırı dünya kamuoyuna ’barbar, hoşgörüsüz, soykırım yapan Türkler yargısını’ yerleştirmeyi amaçlayan bir provokasyondur. Saldırının iç kamuoyuna dönük hedefi de var. Hedef suçluluk duygusunun toplumsal bilinç altına yerleştirilmesidir. Birinci Dünya Harbinden bugüne değin, Asala terörünün zirveye tırmandığı günlerde bile, bir tek Ermeni vatandaşımızın burnu kanamamış, kapısının önüne taş atılmamıştır. 85 yıl sonra böylesine acı bir olayın yaşanması çok büyük kaygı ve endişelere sebep olmalıdır.

* Osman Arslan (Yargıtay Başkanı): Bir Türk vatandaşının bir Türk Ermenisi’nin öldürülmüş olmasından dolayı üzgün olduğumu söylemek isterim. Bir gazetecinin fikirlerinden dolayı bir cinayete kurban gitmiş olmasının kabul edilemez. İnanıyorum ki suçu işleyenler en kısa zamanda yakalanacak ve Türk adaleti onları en adil biçimde yargılayacaktır.

* Murat Karayalçın (SHP Genel Başkanı): Bence Türkiye’yi uluslararası platformlarda güç duruma düşürmek için, özellikle Ermeni Soykırımı iddialarının çeşitli ülkelerin parlementolarına getirildiği bir dönemde, daha iyi bir hedef seçilemezdi. Çok bulunçlu, hazırlıklı, çok iyi zamanlaması yapılmış cinayet olarak görüyorum. Aldığı tehditler ilgili yerlere gönderilmişse, buna rağmen İstanbul’un en işlek yerinde, gün ışığında Hrant Dink öldürülmüşse bir ihmalin olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Kardeşliğe, barışa,yurttaşlığa, Türkiye’ye karşı büyük saldırı olarak niteliyorum.

* İsmail Hakkı Tombul (KESK Genel Başkanı): Dink’e sıkılan kurşun, sadece ona değil, Türkiye’de özgürce bir arada yaşama isteğine sıkıldı. Türkiye’de farklı kimlik ve kültürlerin bir arada yaşamasına dair gerekli hoşgörü ortamının yaratılabilmesi için hükümet bir an önce olayı aydınlatmalı ve failleri ortaya çıkarmalıdır.

* Salim Uslu (Hak-İş Genel Başkanı): İnsanları katlederek sorun çözeceğini zannedenler varsa bunlar tarihten ders almamış olanlardır. Cinayet, hangi nedenle olursa olsun mutlaka açığa çıkartılmalı, katilleri bulunmalı, kamuoyu vicdanı rahatlatılmalıdır. Hiçbir siyasi gerekçe, bir insanın
katledilmesinin mazereti olamaz.

* Baki Çınar (Haber-Sen Başkanı): Dink’in hunharca katledilmesi demokrasiyi ve özgürlükleri içine sindiremeyen güçlerce yapılan bir saldırıdır.

* Mehmet Soğancı (TMMOB Başkanı): Saldırı, halkların kardeşlik ve barış içinde yaşama taleplerine karşı alçakça bir saldırıdır.

* Ankara Barosu Başkanlığı: Saldırıya uğrayan yalnızca Dink değil, hukuk devletidir. Devlet, saldırının faillerini ortaya çıkarmak ve uluslararası kamuoyuna teşhir etmek zorundadır.

* Eğitim-Sen Genel Merkezi: Bu saldırıyla Türk demokrasisine kurşun sıkılmıştır. Failler ve arkasındaki güçler derhal yakalanmalıdır.

* Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD): Dink’e sıkılan kurşun, Türkiye demokrasisine ve basın özgürlüğüne sıkılmıştır. Provokasyon amaçlı bu suikastı lanetliyor, faillerin bir an önce yakalanarak adalet önüne çıkartılmasını bekliyoruz.

* Hasan Fehmi Güneş (CHP İstanbul Milletvekili): Korkarım ki bu bir cinayetten öte bir planının başlangıcı olabilir. Yani bir kişinin öldürülmesini aşan daha boyutlu ve topluma dönük bir projenin bir aşaması olabilir. Çünkü o zaman toplumsal barışımıza çok önemli bir sıkıntı gelecek demektir. Ve bizim uluslararası ilişkilerimizde, uluslararası tartışmalarda elimizi çok zayıflatan bir olaydır, özellikle Ermeni tartışmalarında. Böyle bir amaç güdülüyor olabilir. Kafatasçı bir yaklaşımla, kafatasçı bir projenin uygulaması olabilir. Hrant Dink çok haksız bir yere hedef haline getirildi, çok haksız bir şekilde hedef haline getirildi. Linç hedefi haline getirildi. Orada Dink’e çok haksızlık yapıldı. İki hedef haline getirilmesine rağmen korunmadı ve onun kaybına yol açıldı. Bu tür insanların korunması için mutlaka onun korunma talep etmesi gerekmez.

* Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD): Vatandaşımız, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hırant Dink’in suikaste kurban gitmesini şiddetle kınıyor, bu kanlı menfur cinayetin Türkiye’nin iç huzur ve barışına yapılmış provokatif bir eylem olduğuna inanıyoruz.

* Rifat Hisarcıklıoğlu (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı): Türk iş dünyası olarak, hain saldırıyı nefretle kınıyoruz. Kim tarafından yapılırsa yapılsın bu çirkin saldırı, Türk demokrasisine karşı girişilen insanlık dışı bir davranıştır. Saldırıyı yapanların en kısa sürede yakalanarak, Yüce Türk Adaletine teslim edileceğinden şüphemiz yoktur. Birlik ve beraberliğimize karşı art niyetli tüm girişimler karşısında soğukkanlı ve sağduyulu bir tavır sergilememizin gereğini, hoşgörü ortamımızın devamı için hayati önemde görüyoruz. Türk milletine, ailesine ve basın camiamıza başsağlığı diliyoruz.

* Sinan Aygün (Ankara Ticaret Odası Başkanı): Saldırı Dink’e değil, Türkiye’nin bütünlüğüne yapılmıştır. Bu cinayet ülkeye ihanettir. Lanetliyoruz. Türkiye’nin birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu dönemde, bizim için birliği, bütünlüğü, barışı temsil eden bir vatandaşımıza yönelik saldırı hain bir eylemdir. Bu eylemi düzenleyen veya düzenleyenler amaçlarına ulaşamayacaklardır.

* Zafer Çağlayan (Ankara Sanayi Odası Başkanı): Bugün yapılan hain saldırı, Türk Milletini derinden yaralamıştır. Bu hain saldırının, barışa ve kardeşliğe karşı yapılmış provokatif bir eylem olduğunu düşünüyorum. Bu saldırı, dünya kamuoyunda Türkiye’nin Ermeni meselesi konusunda elini zayıflatmaya yönelik bir provokasyondur. Ancak bu alçakça saldırıyı yapanlar
hedeflerine ulaşamayacaklardır.

* Hikmet Çetinkaya: 10 dakika önce öğrendim. Elim ayağım titriyor. Çok kötü, çokk kötü. Lanetliyorum. 17-18 yaşında bir çocuğun yaptığı söyleniyor. Arkasında kimler var? Trabzon’da bir rahibi 15 yaşındaki çocuk öldürdü. Arkasında kimlerin olduğuna bakılmalı. Türkiye’yi çok kötü etkileyecek Türkiye bunun acısını çok kötü yaşayacaktır.

* Vedat Türkali: Bu memlekete karşı içinde en ufak bir sevgi taşıyan kişinin böyle bir halt edeceğine ihtimal vermem. Bu bana öyle geliyor ki dünyada yürütülen geniş Amerikan yayılmacı politikasının Türkiye’de bir oynaması olayı. Hırant Dink bir Türk vatanseveriydi, Ermeniydi, çok seviyordum onu. Birtakım şeyler söylüyordu; aklıma ilk gelen cinayetin bu nedenle olabileceği. Allah belalarını versin. Gözümüzü açalım. Bu memleketle oynuyorlar. Hepimiz aynı gemideyiz. Fırtına büyük, etrafta da bir sürü korsan gemisi yağmalamak için bekliyor.

* Ali Bulaç: Türkiye’ye yansıması çok kötü olacaktır. Hepimizi çok derinden üzdü, bunu şiddetle kınıyor ve nefretle karşılıyoruz. Çok değerli bir gazeteciydi, iyi bir insandı. Türkiye’yi seviyordu aslında. Maalesef bu 301. madde dolayısıyla manşetlere çıkarıldı, çıkmak zorunda kaldı ve hedef seçildi. Tehditle alıyordu. Umuyorumki yetkililer Danıştay saldırısında olduğu gibi hiç olmazsa faili ortaya çıkarmak suretiyle aydınlığa kavuşturacaktır. Böyle insanların korunması gerekir devlet tarafından. Kaldı ki devamlı tehdit alan bir insandı, Şişli Cumhuriyet Savcılığı’na başvurmuş. Bursa’dan tehdit almış. Enteresan iddalar var. Vali muavininin çağırıp ve birileriyle görüştürdüğü, bu kişilerin kendisini tehdit ettiği konuşuluyor üstü kapalı. Bütün bunların araştırılması gerekir. Ancak Hırant Dink’in seçilmiş olması manidardır. Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için işlenmiştir. Tetiği kimin çektirdiğinin aydınlatılması gerekir. Cinayetin aydınlatılması sosyal barış açısından da gerekli.

* Sırrı Sakık: Hrant Dink uzun süredir Türkiye’de bazı basın organlarınca ve devlet kurumlarınca hedef gösteriliyordu. Bu süreç daha önce defalarca yaşandı. biz bu tip saldırıları yakından yaşayanlardanız. Onu hedef gösterenler bugün cinayetten sonra timsah gözyaşları döküyor. Halkların barışını ve Türkiye iç barışına karşı girişilmiş bir cinayettir bu. ülkemiz adına büyük bir kayıp. Şemdinli ile başlayan Danıştay saldırısı ile devam eden karanlık bir sürecin sonucudur bu cinayet.

* Süleyman Çelebi: (DİSK Genel Başkanı): Gazeteci Hrant Dink’e sıkılan kurşun tam da gelişmekte olan Türkiye demokrasisine ve düşünceye sıkılan kurşundur. Bu saldırı Türkiye’de karanlık güçlerin hala işbaşında bulunduğunun bir göstergesi. Suçların en kısa zamanda yakalanarak gerçek faillerin ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz.

* Oktay Ekşi (Basın Konseyi Başkanı): Dink’in öldürülmesi, ifade özgürlüğü düşmanlarının, bu yolla insanları susturabileceklerini sandıklarını gösteren bir yeni misal. Oysa dünyada kurşunla öldürülmüş hiçbir düşünce yoktur. Bu olay, cinayeti işleyen failin gerekçesi ne olursa olsun ülkemize yapılmış en büyük kötülüktür. Çünkü yıllardır ülkemize yapıştırılmak istenen ’Ermeni soykırımı’ iftiralarının taraftarları, bu olaydan sonra ellerinin güçlendiğini düşüneceklerdir. O da özellikle ABD Kongresinin, ulusumuza yönelik iftiraları gerçek saymasını isteyenlerin önerisini kabul etmesine yol açacaktır. Onu izleyecek dönemin ülkemizi ve ulusumuzu ne büyük sıkıntılara sokacağını düşünmek bile istemiyorum.

* Nail Güreli: Hunharca bir cinayet. Bireysel kinden öte Türkiye’de huzura karşı bir suikast niteliği taşıyor. Ülkenin istihbarat birimlerinin, güvenlik güçlerinin büyük sorumluluğu da ortaya çıkıyor. Dink’in çok iyi korunması gerekiyordu. Kaldı ki korunmadaki, istihbarattaki ihmal bir yana İstanbul’un en işlek caddelerinde bu cinayeti işleyenlerin bulunamaması önemle üzerinde durulması gereken bir şey. Dink’in vali yardımcısıyla İstanbul’da yaptığı görüşme ilginç. Şişli Savcılığı’na verdiği ihbarın ciddiyetle ele alınmaması ilginç. Tetikçiler ve ardındaki güçler ortaya çıkarılmazsa bunun yükü hükümetin üzerinde ağırlaşacaktır. İstanbul Emniyet Genel Müdürü hatta İç işleri bakanının ellerini kollarını sallayarak dolaşmaması gerekir. İstifaları gerekir ya da kısa zamanda aydınlatmları gerekir. Türkiye’nin istihbarat birimlerinin, güvenlik güçlerinin bu olayın altında ezilmemesi gerekir.

* AKP Grup Başkanvekilleri Faruk Çelik, İrfan Gündüz, Salih Kapusuz, Eyüp Fatsa, Sadullah Ergin: Gazetici Hrant Dink’in ömenfur bir cinayete kurban gitmesi çok manidardır. Hain eller, bu kurşunu Hrant Dink’i değil, çok iyi hesapladıkları, çok iyi seçtikleri, sinsice planladıkları bir hedefe; doğrudan Türkiye’ye sıkmışlardır. Bu düşman bir kurşundur. Hedefi Türkiye’dir, 70 milyon Türk insanıdır. Alçakça bir cinayettir. Üzüntümüz büyüktür. Saldırıyı kınıyoruz.

* Türkiye İşveren Sendikaları Konfderasyonu (TİSK): Bu suikast Atatürk Cumhuriyeti’nin temel niteliklerine, demokrasimize ve basın özgürlüğüne vurulan büyük bir darbedir. Düşünce özgürlüğünü hedef alan insanlık dışı davranışlar alsa amacına ulaşamayacaktır. Bu kurşunlar Türkiye’ye sıkılmıştır.

* Ayhan Bilgen (Mazlumder Genel Başkanı): 2007’nin kaos ve kriz yılı olacağının ilk sinyali, maalesef ilk kurban da Hrant Dink oldu. Bütün Türkiye etnik grupları, dini, ırkı ne olursa olsun ortak bir irade ortaya koyarak hepimiz biraz Hrant Dink’iz diyebilmeliyiz. Bu saldırı daha önceki düğmeye basma olaylarını hatırlatıyor. Maalesef 50 Hrant Dink’imiz yoktu. Bir tane vardı, Onu da koruyamadık. Bu bizim ayıbımız. Umarım, barış yolunda Dink’in failleri belirlenip kamuoyuna açıklanır.

* Türk-İş Yönetim Kurulu: Bu alçakça suikast yalnızca Dink’e değil, ülkemizin huzuruna toplamsal barışa ve istikrarına yönelik bir saldırıdır. Şiddetle kınıyoruz.

* Salim Uslu (Hak-İş Başkanı): Dink’in şahsına yapılan menfur saldırı Türkiye’nin iç barışına, istikrarına, istikrarına ve uluslararası itibarına yapılmıştır. İnsanları katlederek sorun çözeceğini zannedenler varsa bunlar tarihten ders almamış olanlardır.

* Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu: Bu suikast Atatürk Cumhuriyeti’nin temel niteliklerine, demokrasimize ve basın özgürlüğüne vurulan büyük bir darbedir. Düşünce özgürlüğünü hedef alan insanlık dışı davranışlar alsa amacına ulaşamayacaktır. Bu kurşunlar Türkiye’ye sıkılmıştır.

* Ahmet Aksu (Memur Sen Genel Başkanı): Dink’in öldürülmesi barışa ve istikrara karşı yapılmış bir eylemdir. Son zamanlarda kimler tarafından yönlendirildiği belli olan eylemlerle şiddet ortamı oluşturulmaya çalışılmakta, birbirleriyle kardeş olan insanlarımız arasında kin ve nifak tohumları ekilmek istenmektedir.

* Türkiye Gaziler Vakfı: Kim olursa olsun terör sonucu öldürülen kişiye biz ’Işıklar içinde yatsın’ diyoruz.

* Ozan Ceyhun (Eski Avrupa Parlamentosu üyesi): Dink’i öldürenler Türkiye’ye en büyük vatan hainliğini yaptı. Türkiye bu cinayetin gerçek faillerini ortaya çıkaramazsa, bu cinayetin altından kalkamaz.