Re: Kafama Takılanlar….
Şimdide Ankaralı arkadaşın diger sorusuna gelmek istiyorum….
Bana samiyetle cevap verir misin diye sorduğu soruya.
Tabi ki cevap veririm.
Hristiyan dininin,pagan etkisinde kalıp benzerlik göstermesinin bu Din de, ne gibi bir sakınca oluşturduğuna aklımın erdiğince cevap vermeye çalışayım.
Bilmiyorum,ben müzik dinlemesini severim….
Özellikle Sezen Aksu,Ahmet Kaya gibi sanatçıların müzikleri ve müzik yorumlarını begenirim.
Bu sanatçıların güzümde müzik açısında belli bir degeri vardır.
Misal olarak;sezen’in parçalarının şarkı sözleri kendisine aittir.
Birileri çıkıpta yok sezen benim sözlerimi yazdığım parçaları çaldı derse ve bunuda kanıtlarsa…
Artık; Sezen’in benim gözümde ki degerini sorgularım.
Çünki o iyi bir söz yazarıdır diye kafamda belli bir deger biçilmiş olduğundan.
Sezene güvenim sarsılır ve eski tadı artık vermez bana.
Bu misali niye anlattım?
Hepimizin bildiği,Kutsal kitap kabul edilen yazıların Tanrı isteğiyle yazıldığı ve bundan dolayı kutsallık teşkil ettiğidir.
Tanrı bu kitapları bize gönderirken bazı talepleri ve ögretileri vardır.
Bu ögreti ve talepler tamamen kendi istekleridir ve bunları tebliğ edeceği bazı görevli insanlar tercihler ki,kendisi topluluklarla bizzat yüz göz olmasın görevli kişi tarafından kendi istekleri toplumlara bildirilsin.
Buraya kadar itirazı olan yoktur galiba.
Şimdi asıl mevzuya biraz daha girelim.
İbrahimden beri,görevli insanlar aracılıgıyla topluluklarla irtibat kuran Tanrı,acaba başka zamanda başka insanlarlada irtibat kurmuş olabilir mi?
Maddeler halinde bu olayı inceleyelim ve çıkan sonuçları düşünelim.
1.)Tanrı İbrahimden önce ögretilerini başka insanlarada bildirdi.
Bu şıkkı kabul edersek ne olur?
Bu durumda,pagan kültüründeki inanç sisteminide Tanrının indirdiğini kabul etmiş oluruz.
Çün ki;Sünnet,vaftiz,ölüm sonrası vb…
gibi bizzat Tanrının kendi orjınal ögretilerine göre,Tanrının isteklerini yerine getirmeye çalışan bir toplum kabul etmiş oluruz.
2.)Yok hayır,bunlarla Tanrı irtibat kurmadı dersek;
O zaman bu insanlar,Tanrının üstün zekasına eşdeger bir çıkarımda bulunup.
Bizzat Tanrının isteklerini,Tanrı bildirmeden kendileri kural olarak kabul etmiş olur.
O zaman da Tanrının gerekliliği tartışılır.
3.)Son şıkkımızda;
Semavi Dinlerin,Tanrı ögretisi olarak sunduğu iletilerin,onlardan önce başka medeniyetler tarafından zaten bilindiğidir.
Burdada Tanrının kendinde saklı olan ilahi,bildirelere nasıl ulaştıkları gibi bir sonuç çıkar.Bunun açıklamasınıda ben vermeyeyim kendiniz düşünün.
yani görüldüğü gibi ortaya mutlak bir problem çıkmış olur.
İnşallah anlatabilmişimdir.
Saglıcakla….