Re: Gnostik İnciller

#31278
Anonim
Pasif

Gnostik incillerin güvenilir belgeler olduğu söylenebilir mi?

Dan Brown şöyle diyor:
“Constantine’in ortadan kaldırmaya çalıştığı İncillerden bazılarının günümüze kadar gelmesi, tarihçiler için büyük bir şanstır. Lut Gölü Yazmaları, 1950’lerde Yahudi Çölü’nde Kurman Vadisi yakınlarındaki bir mağarada saklı bulunmuştur. Ve tabii bir de 1945’te Nag Hammadi’de bulunan Kıpti Yazmaları vardır. Bu yazmalar gerçek Kase hikayelerini anlatmakla kalmadığı gibi, İsa’nın peygamberliğini insansı terimlerle açıklamıştır. Elbette yanlış bilgilendirme geleneğini sürdüren Vatikan, bu yazmaların duyulmasını engellemek için elinden geleni yapmıştır. Neden yapmayacaklardı ki? Yazmalar, tarihi uyuşmazlıklarla uydurmasyonları gün ışığına çıkartarak; yeni incilin siyasi çıkarlar güden adamlar tarafından derlenip düzenlendiğini açıkça ortaya koymaktaydı –İsa Mesih’i Tanrısallaştırarak; O’nun nüfuzunu, kendi iktidarlarını sağlamlaştırmak için kullanmışlardı.” (DV Şifresi, Sayfa 262)

Bunlar daha önce bahsettiğim Nag Hammadi ve Lut Gölü Yazmalarıdır; yani en eski Hristiyan kayıtları. “Ne yazık ki İncil’deki ayetlerle uyuşmuyorlar.” (Sayfa 274).

Hristiyanlığın başlangıcından beri sahte inciller ortaya çıkmıştır ve bugün bile dünyanın çeşitli yerlerinde, İsa’dan özel mesajlar aldığını iddia eden sahte peygamberler bulunmaktadır. İrenaeus (İ.S. 125-200) gibi ilk Hristiyanlar da bu gerçeğin farkında oldukları için, Adversus Haereses (Tüm Heretikliğe Karşı) gibi kitaplar yazıp sayısız sahte incillere karşı çıkmışlardır. 1945 senesinde Nag Hammadi’de ortaya çıkan Gerçeğin İncili adlı Gnostik incil hakkında Irenaeus şöyle demiştir: “Elçiler’in anlattıklarıyla ve onayladıklarıyla uyuşmuyor. Hakaretle dolu olan bu yazıda incilin (İyi haber) mesajı yok ve İsa’nın havarilerinin böyle bir hakareti onaylamış olmaları ihtimali bile yok… O halde, İsa’nın Elçileri’nin onaylamadığı bu sahte kitaba gerçeğin incili diyemeyiz.” Origen (İ.S. 185-253) ise, “Kilise’nin dört İncili, sahtekarların ise bir sürü incili var.” demiştir.

Nag Hammadi kütüphanesinin oluşumuyla ilgili üç teori vardır. Birinci teoriye göre, bu el yazmalarının Nag Hammadi bölgesinde yaşayan Gnostik Şeyt Tarikatı’na ait olduğu düşünülmektedir. Gnostikler tarafından aydınlığa erişmiş ırkın atası sayılan Şeyt, Adem ve Havva’nın üçüncü oğludur. Bazı Nag Hammadi yazmalarında Şeyt adı çok sık geçmektedir. Bu teoriye göre, bu yazmaları Gnostik Şeyt Tarikatı toplamıştır. İkinci teoriye göre, Hristiyan oldukları düşünülen bazı rahiplerin Gnostik oldukları anlaşılınca Hristiyanların arasından uzaklaştırılmışlardır. Bu kitapları toplayan Gnostik rahipler Hristiyanların arasında fazla barınamayacaklarını anladıklarından, bu yazmaları Nag Hammadi’de gizlemiş olabilirler. Yuhanna’nın ikinci mektubunda da okuduğumuz gibi; “Ne var ki, İsa Mesih’in beden alıp geldiğini kabul etmeyen birçok aldatıcı dünyanın her yanına yayıldı. Aldatıcı, Mesih karşıtı olan bunlardır. Başardıklarınızı yitirmemek ve ödülünüzü eksiksiz almak için kendinize dikkat edin. Haddini aşıp Mesih’in öğretisine bağlı kalmayan hiç kimsede Tanrı yoktur. Bu öğretiye bağlı kalanda ise hem Baba, hem de Oğul vardır. Size gelip de bu öğretiyi getirmeyeni evinize almayın, ona selam bile vermeyin. Çünkü böyle birine selam veren, kötü işlerine ortak olur.” ( II Yuhanna 7-11). Üçüncü teoriye göre, Nag Hammadi yazmalarını Gnostik öğretilerin sahte olduğunu kanıtlamaya ve çürütmeye çalışan Hristiyan rahipler tarafından bir araya getirilmiştir. Hangi teori doğru olursa olsun, Dan Brown’a inananlar Gnostik İncillerin doğru olduğunu düşünüyor olabilirler. Peki Gnostik İnciller gerçekten de doğru mudur?
Bu konunun uzmanları, İsa’nın havarilerinden yüzlerce sene sonra yazılmış olan Gnostik İncillerin güvenilir olamayacağını ileri sürmektedir. Gnostik İncillerin en eskisi İ.S. 150 yıllarında ortaya çıkmıştır. Diğer Gnostik İnciller ise üçüncü ve dördüncü yüzyıllarda yazılmıştır. Bu kitapların gerçekliğini kanıtlayacak ne coğrafi ne de tarihsel kanıtlar mevcuttur. Yeni Antlaşma Kanonundaki kitaplarda ise, durum bunun tam tersidir. Geç ortaya çıkan Gnostik İncillerin hiçbir görgü tanığı da yoktur. Hristiyan ve Hristiyan olmayan uzmanlar, Tomas İncili’nin Tomas tarafından yazılmadığını ve Filip İncili’nin de Filip tarafından yazılmadığını kanıtlamışlardır.