Re: Cinselliğin İyileştirilmesi

#28711
Anonim
Pasif

Günahlı yaratılışa ait olmanın bir sonucu da düzensizliktir. Tanrı’nın insanlık için amaçladığı düzen bozulmuştur. Tanrı’nın amaçladığı gibi kişiler olma yolunda yürürken, hem dışımızda hem de içimizde arzularımızı çarpıtan etkenler olacaktır.

Örneğin normal, heteroseksüel ilişkiler kurmayı içtenlikle isteyen on yaşındaki bir genç, eşcinsel eğilimler hissetmeye başlayabilir. Anlayamadığı, belirsiz etkenlerin kendisinde eşcinsel eğilimler oluşturduğunu fark eder. Bu eğilimler , gencin heteroseksüel olgunluğa erişmesini engelleyecektir.

Ne var ki eşcinsel eğilimlerin varlığı, bizi bilerek günah işlemeye itmez. Eşcinsel eğilimlerimiz var diye şehvetli davranışlara ve ilişkilere girmek zorunda değiliz. Daha öncede söylediğimiz gibi eşcinsel bir kişi cinsiyetinden olan kişilerle birleşmek için derin bir arzu duyar. Burada cinselliğin gerçek doğasına dönüyoruz. Cinselliğin özünde başka bir kişiyle derin, gerçek ve tamamlayıcı bir birlik yaşama arzusu vardır. Eşcinsel eğilimlerin egemenliğinden kurtulmak istiyorsak, bu ihtiyacı ciddiye almamız gereklidir.

Ayrıca bu ihtiyacın doğru bir şeki,lde karşılanmasını engelleyen çarpıklığı da Tanrı’ya teslim etmemiz gereklidir. Bu noktada, kendi cinsiyetimizi özgürce ve tam anlamıyla kucaklamamızı engellemiş olan belli başlı ilişkilere bakacağız. Çocukluğumuzda kendi cinsiyetimizden olan kişilerin sevgisini tatmamışsak, bu ihtiyaç eşcinsel eğilimler şeklinde dışa vuracaktır.

Düzensizlik, eziklik ve ihtiyaç, genellikle bireyin kontrol edemediği etkenlerden kaynaklanır. Başka deyişle, eşcinsel eğilimler kendi başlarına kasıtlı günahlar değildirler. Ne var ki, ” Benim böyle duygularım ve ihtiyaçlarım var, bunları karşılamak için eşcinsel ilişkilere gireceğim ya da eşcinsel davranışlar sergileyeceğim “ dediğimiz zaman günaha kapı açmış oluruz.

Bir anlamda, bu seçimi yapan kişi kendi cinselliği üzerinde egemenlik kurmaktadır. İhtiyacını ve ezikliğini, Tanrı’ya ve iyileştirme aracıları olacak kişilere sunmak yerine arzuladığı nesneye sunmaktadır. Eşcinsellikle mücadele edenler , tıpkı Adem ve Havva’nın günahtan sonra yaptığı gibi Yaratıcıyı es geçmelerinin sonucunda yabancılaşma duygusunu örtmeye çalışırlar. Bu durumda incir yaprağı bir sevgili, bir fantazi ya da pornografik bir imajdır. Kişiler yalnızlıklarını gidermek için boş yere bu unsurlarla örtünmeye çalışırlar. Gereksinimlerini Yaratıcının bilgeliği yerine yaratığın bilgeliğine dayanarak karşılama girişimi günah ve isyanla son bulur.

Böylece Yaratıcının, onların ihtiyaçlarını karşılama kapasitesine iman etmeyen kişiler eşcinsellik günahına düşerler. ” İmanla yapılmayan her şey günahtır. ” ( Rom. 14:23 ). İmansızlığa yol açan birçok etken olabilir. İmanlılarda gördüğüm en önemli etken, eşcinsel eğilimlerini Tanrı’dan başkasına açmamalarıdır. Utanç ve korku nedeniyle odalarına çekilip duaya yönelirler; duayla gelen rahatlamayı yetersiz bulurlar ve sonunda Tanrı’nın kendilerini değiştiremeyeceğini düşünerek eşcinsel eğilimlere teslim olurlar. ( A. COMISKEY )