Re: 09.Haziran.2008 Ve Malatya Katliamı Davası devam Ediyor!..

#29682
Anonim
Pasif

Zirve Yayınevi cinayetinde şok iddialar
“Cinayeti 300 bin dolara bana yaptıracaklardı” diyen tanığın ağzından ilginç isimler çıktı.

zirveyayinbebasdadasd.jpg

04.07.2008 16:33
Malatya’daki Zirve Yayınevi’nde 1’i Alman 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili duruşmaya devam edildi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde dinlenen tanık Metin Doğan’ın, “Cinayeti 2005 yılında 300 bin Dolar karşılığı bana teklif etmişlerdi.” gibi ifadelerini yinelemesi dikkat çekti.

Sabahki duruşmaya sanıkların ek iddianamede yer alan nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlamasıyla ilgili savunmaları ile başlandı.

5 tutuklu sanık da bir sonraki duruşmada savunma yapmak için süre talep edince, mahkeme sanıkların bu konudaki savunmalarının bir sonraki duruşmada alınmasına karar verdi.

Sanık Emre Günaydın’ın avukatı Niyazi Tokmak, Emre Günaydın’ın hala tek odada ve sürekli ışık altında tutulduğunu belirterek, bu nedenle psikolojisinin bozulduğunu iddia etti. Mahkeme ise bu konuda güvenlik tedbirlerinin kaldırılması kararını verdiğini ve konunun cezaevi savcılığı yetkisinde bulunduğunu belirtti.

Duruşmada ilk tanık olarak Ozan Dağhan Çobanoğlu dinlendi. Öğrenci olan Çobanoğlu, Emre ile internette chat ortamında tanıştığını, kendisine Hristiyanlıkla ilgili sorular sorduğunu anlattı.

Çobanoğlu, Kocaeli pastörü Wolfgang’ın bacanağı olan Malatya pastörü Necati Aydın’ın e-mail adresini Emre Günaydın’a verdiğini ifade etti.

Sanıklarla hiç yüzyüze görüşmediğini belirten Çobanoğlu, Emre’yi kendisini Aynur rumuzlu internette yazıştığı bir kişinin yönlendirdiğini açıkladı.

Emre ile bir kez de telefonla konuştuğunu dile getiren Çobanoğlu, Emre’nin sorularını çok masum bulduğunu ve Hristiyanlık konusunda hiç bilgisi olmadığı kanaati edindiğini belirterek, bu nedenle Necati Aydın ile irtibatlandırmakta sakınca görmediğini dile getirdi.

Duruşmada, sanık avukatlarının sorduğu Hristiyanlık içerisindeki cemaat yapılanması ve Necati Aydın ile Wolfgang’ın görevlerine kim tarafından atandığı konusu tartışmaya neden oldu.

Mağdur avukatları sorulara itiraz ederken hakim de, konuşulanların davaya bir katkısı olmayacağını belirterek, soruları reddetti.

Duruşmanın öğleden önceki bölümünde dinlenen ikinci sanık, öldürülen Tilman Geske’nin muhasecisi Emin Mığı oldu.

Mığı, Adana’da muhasebecilik yaptığını anlatarak, o gün Malatya’ya Tilman’ın Silk Road isimli firmasının kapatma işlemlerini yapmak için geldiğini söyledi.

Emin Mığı, sabah 07.00 sularında Geske’lerin evine gittiğini ve buradan da Zirve Yayınevi’ne geçerek bir müddet çalıştığını anlattı.

Kendisi içeride bulunduğu sırada 2 şahsın geldiğini ve olayda öldürülen Uğur Yüksel ile dostça sohbet ettiklerini dile getiren Mığı, şahıslardan Abuzer Yıldırım’ı teşhis etti.

Mığı daha sonra Ticaret ve Sanayi Odası ile Beydağı Vergi Dairesi’nde işleri halletmek üzere yayınevinden ayrıldığını söyledi.

Emin Mığı, olayı kendisine gelen telefonlardan öğrendiğini de belirterek, “Olayı bana Tilman’ın ortağı Angus Wiillam Raid haber verdi. Bende olay yerine geldim ve polise ifade verdim.” dedi.

Mığı kendisine sorulan “Olayı öğrendikten ona neden işlerine devam ettiği ve hemen Yayınevine gitmediği” yönündeki bir soruya ise “Ben olayın bu kadar vahim olacağını tahmin etmedim. Sadece bir yaralama olduğunu düşündüm.” şeklinde cevapladı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Elbistan Cezaevi’nde tutuklu bulunan Metin Doğan isimli hava astsubay tanık olarak dinlendi. Disiplinsizlik suçundan astsubaylık okulunun ikinci sınıfından atılan Doğan, daha önce savcılığa verdiği ihbar mektubunda ortaya koyduğu iddiaları tekrarladı.

Doğan, Emre Günaydın’ı daha önceden Ülkü Ocakları’ndan tanıdığını belirterek, “Cinayeti 2005 yılında 300 bin Dolar para karşılığı bana teklif etmişlerdi. Ülkü Ocakları Başkanı Burhan Coşkun, MHP eski Malatya Milletvekili Namık Hasan Durhan, tümgeneral olarak bana tanıtılan Hikmet Çelik ve MHP Malatya İl Başkanı Mehmet Ekici beni çağırdılar. MHP il binasında Zirve Yayınevi’nin kalemini kırdıklarını, bu işin de bana yakışacağını söylediler.” dedi.

Kendisinden 2 kişi daha ayarlamasını ve bu kişilerin olayın ardından öldürülmesini istediklerini iddia eden Doğan, olayı gerçekleştirmeden önce Mersin’de abisiyle birlikte girdikleri bir silahlı çatışmada abisinin öldürüldüğünü kendisinin de abisini öldüreni vurduğu için cezaevine düştüğünü anlattı.

Doğan, cezaevine girdikten sonra cezaevinde gardiyan olarak çalışan Kemal Sevim isimli şahsın kendisine bu işin Emre Günaydın’a verildiğini, kimseye birşey söylememesi gerektiği konusunda eski milletvekili Namık Hakan Durhan’dan mesaj getirdiğini iddia etti.

2007 yılı başlarında Emre Günaydın’a bir mektup yazdığını ve adresini bilmediği için bu mektubu Cemil Kızılaslan isimli şahsın spor salonuna gönderdiğini ileri süren Doğan, bu mektubunda Emre Günaydın’ı uyararak, bu işi yapmaması gerektiği şeklinde ikazda bulunduğu ifade etti.

Doğan, bununla da kalmayarak ablası Sevim Doğan aracılığıyla Zirve Yayınevi’ne ikaz telefonu açtırdığını, telefona çıkan Necati Aydın’a yapılacak olay hakkında bilgi verdiklerini dile getirdi.

Doğan, ayrıca bu olayı yapma karşılığında peşinat olarak MHP eski Malatya Milletvekili Namık Hasan Durhan’dan 10 bin YTL para aldığını da ileri sürdü.

Doğan, bu konuda babasının tehdit aldığını ve akrabası Abdullah Sülük’ün evinin kurşunlandığını iddia etti.

Savcılık makamı Doğan’ın bu ifadelerinde geçen kişilerin olayı yalanladığını belirtirken, Metin Doğan’ın daha öncede Hrant Dink duruşmasında da böyle bir iddiada bulunduğu öğrenildi.

Öte yandan, Doğan’ın ablası Sevim Doğan’ın ifadelerinde kardeşinin psikolojik rahatsızlığı bulunduğu, astsubaylık görevinden de bu nedende uzaklaştırıldığını söylediği gündeme geldi.

Cihan