Re: Tannrı’nın Seçimi
Size esenlik olsun. Bir süredir foruma giremiyordum, işimden dolayı biraz yoğundum fakat şimdi tekrar burada olmaktan mutluluk duyuyorum.
Tanrı dilediğine merhamet eder, dilediğinin yüreğini nasırlaştırır.
Şimdi bana, “Öyleyse Tanrı insanı neden hâlâ suçlu buluyor? O`nun isteğine kim karşı durabilir?” diyeceksin.
Ama, ey insan, sen kimsin ki Tanrı`ya karşılık veriyorsun? “Kendisine biçim verilen, biçim verene, `Beni niçin böyle yaptın` der mi?”
Ya da çömlekçinin aynı kil yığınından bir kabı onurlu iş için, ötekini bayağı iş için yapmaya hakkı yok mu?
Eğer Tanrı gazabını göstermek ve gücünü tanıtmak isterken, gazabına hedef olup mahvolmaya hazırlananlara büyük sabırla katlandıysa, ne diyelim?
Yüceltmek üzere önceden hazırlayıp merhamet ettiklerine yüceliğinin zenginliğini göstermek için bunu yaptıysa, ne diyelim?
Yalnız Yahudiler arasından değil, öteki uluslar arasından da çağırdığı bu insanlar biziz.
Tanrı Hoşea Kitabı`nda şöyle diyor: “Halkım olmayana halkım, Sevgili olmayana sevgili diyeceğim.”
Kendilerine, `Siz halkım değilsiniz` denilen yerde, Yaşayan Tanrı`nın çocukları diye adlandırılacaklar.
Yeşaya, İsrail için şöyle sesleniyor: “İsrailoğulları`nın sayısı Denizin kumu kadar çok olsa da, Ancak pek azı kurtulacak.
Çünkü Rab yeryüzündeki yargılama işini Tez yapıp bitirecek.” Romalılar9:18-28
polemikler insan yaşayışının zaman israfıdır fakat ayrıntılara tutulan ışık biz Tanrı halkı için katedilen kilometrelerin hızlı aşımıdır. Şimdi ben bu ayetlere bakıyorum bakıyorum fakat Tanrı’nın şartsız seçiminden ve O’nun özgün iradesinin etkinliğinden başka birşey göremiyorum. Aslında işin özü sanırım daha önce yazmış bulunduğum metinde de belirttiğim gibi Kutsal Yazıların bütünsel algılanışında saklı. Çünkü hiç bir şey bütünden bağımsız değerlendirilemez. Yaratılış ile Vahiy kitabı arasında Her Şeye Gücü Yeten YHVH bütünseli açıkça göstermiştir ama elbette ki bilmediklerimiz zaman geldiğinde bize gösterilecektir. Fakat Tanrı’nın aciz bir kulu olan benim hala algılayamadığım O’nun etken iradesi içerisinde neden hala biz kutsallık yolundaki edilgenler kendimize bir onur arayışı içerisindeyiz? Tek Tek ayetlerle değerlendirsek dahi, O bizi seçmeden nasıl O’nun yüceliği altında yürüyebilceğimizi Kutsal Yazıların neresinden çıkarıyoruz onu anlayabilmiş değilim. Şayet Kutsal Kitap’a dair yanlış bir algılama söz konusu ise lütfen banada bu ayetleri gösterinki bu yanlış gidişden tövbe ederek bu ikili seçim ilişkisinde hemfikir olalım.
Beni gönderen Baba bir kimseyi bana çekmedikçe, o kimse bana gelemez. Bana geleni de son günde dirilteceğim. Yuhanna 6:44Kutsal Kitap’ta tezatlar mı var? Sarf ettiğimizin cümlelerin ve savunduğumuz tezlerin varacağı noktayı iyi düşünmemiz gerekir.
Romalılar mektubunda imanda öz ağabeyimiz Pavlus’un esin yolu ile kaleme aldığı 8’nci bölüme bir bakalım.
37 Ama bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz.38-39 Eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne derinlik, ne de yaratılmış başka bir şey bizi Rabbimiz Mesih İsa`da olan Tanrı sevgisinden ayırmaya yetecektir. Şimdi biz burada 37nci ayeti ekarte edecek olursak güç bizde fakat 37nci ayette RAB İSA’nın aracılığı söz konusu. Eee bu durumda güç tamamen O’ndan gelir. Şimdi bu ayetin sağından da baksak solundan da baksak aynı şey gözüküyor diye düşünüyorum. (Tabii hata yapıyorsam RAB beni bağışlasın). Fakat küçük bi işgüzarlık yaparak 38 ve 39uncu ayetleri ele alırsak, güç bizde. Tanrı’ya ne gerek var. Biz her şeye dayanabiliriz. Sadece hamdedelim.
Doktrin Kutsal Yazıların algılanışıdır. Dua edelime RAB hiçbirimizi algıda yanılsamaya uğratmasın.
ÖVÜNEN RAB İLE ÖVÜNSÜN.