Re: Sorularım?
Meraklı123 selam!
Soruların için teşekkür ederim. Şimdi ise cevaplayalım.
1) Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. RAB Tanrı Adem’e, “Neredesin?” diye seslendi. (Yaratılış 3:8-9).
Ayeti kontekst içinde okursanız (ki öyle yapmalısınız), olayı daha açık bir şekilde görürsünüz. Elbette Rab Tanrı her şeyi görür ve bilir. Bu yaşanan olay da Adem’in günahından sonra olmuştur. Adem günah işledi ve Tanrı’dan saklandı. Tanrı Adem’in nerede olduğunu bilmediği için soru sormadı…onu itirafa çekmek için sordu. Adem’de itiraf etti sonra.
2) Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, “Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların En lanetlisi sen olacaksın” dedi, “Karnının üzerinde sürünecek, Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin. (Yaratılış 3:14)
Bazıları bu ayeti görünce sizin verdiğiniz tepki gibi tepki verirler. Bunun sebebi ise, yılanı tam olarak bilmemenizdir. Çünkü yılanın dili çatal gibidir yani ayrıdır biraz. İngilizce Jacobson’s organ deniler şey (Türkçesini bilmediğim için İngilizcesini yazdım), yılanın nefes almasına yardımcı oluyor. Bu bilimsel olarak da ispatlanmıştır. Yılan dilini çıkardığında (süründüğü zaman) ağzına toprakta girer. Bu bilimsel bir gerçektir. Kutsal Kitap’ta bunu 4000 yıl önceden bilmiştir çünkü Tanrı sözüdür.
3) İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. (Yaratılış 6:6).
Tanrı her yaptığı işi bilir. Bu yüzden beklenmedik bir sürprizle karşılaşma gibi bir şey söz konusu değildir. Tanrı insanların günah işleyeceğini biliyordu elbette. Örnekle daha iyi açıklayabilirim sanırım. Ben evlendim ve çocuklarım oldu. Çocuklarımın günah işleyeceklerini de biliyorum. Bazen yalan söyler, bazen küfür eder bazen de (belki) daha üzücü şeyler yaparlar. Bu şeyleri yapmaları beni şaşırtmaz çünkü günahlı olduklarını biliyorum. Ama beni üzer, yüreğimi sızlatır. “Keşke doğmasalardı” demem ama. Tanrı’da buna benzer bir durumdaydı. Neyi nasıl ne zaman yapacağını bilen bir Tanrı’dır.
4) Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. (Yaratılış 3:8).
Tanrı beden almıştır. Onlarla birlikteydi. Ama günah işlediklerinde Tanrı’yla ilişkileri bozuldu, kendileri ruhsal olarak öldüler. Tanrı’nın yürümesi beden aldığını bir kez daha gösteriyor.
5) Yahya’ya gönderilen bazı Ferisiler* ona, “Sen Mesih, İlyas ya da beklediğimiz peygamber değilsen, niye vaftiz* ediyorsun?” diye sordular. (Yuhanna 1:24).
Kutsal Kitap’ınız varsa bu ayet hakkında aşağıda verilmiş referansa bakabilirsiniz. Aşağıdaki referans Yasa’nın Tekrarı 18. bölümü gösteriyor. Orada da ayet şöyledir: Tanrınız RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onu dinleyin. (Yasa’nın Tekrarı 18:15). Forumda bu konuyla ilgili bir yazı var. Burada bahsedilen peygamber İsa Mesih’tir. Biliyoruz ki İsa bir peygamber, bir başkahin, bir Kral ve Tanrı’dır. İsa sadece bir peygamber değildir. Ama peygamberlik de etmiştir. Bu ayetin İsa ile olduğu konusundaki kanıt İncil’de geçer: Musa şöyle demişti: ‘Tanrınız Rab size, kendi kardeşlerinizin arasından benim gibi bir peygamber çıkaracak. O’nun size söyleyeceği her sözü dinleyin. O peygamberi dinlemeyen herkes Tanrı’nın halkından koparılıp yok edilecektir.’ “Samuel ve ondan sonra konuşan peygamberlerin hepsi bu günleri duyurdu. (Elçilerin İşleri 3:22-24).
6) RAB insanların yaptığı kentle kuleyi görmek için aşağıya indi. (Yaratılış 11:5).
Tanrı insan bedeni aldı. Tanrı göremediği için aşağı indi demiyor Kutsal Kitap. Öyle bir ayet yok. Eski bir Yahudi yorumcu bu ayetle ilgili: “Tanrı, adil davranmak ve her şeyi insan gözüyle de görmek için bunu yaptı.” Tanrı sadece İncil’de beden almadı..bir çok yerde daha beden aldı. Bu ayette buna bir ispattır.
7) Ancak antlaşmamı gelecek yıl bu zaman Sara’nın doğuracağı oğlun İshak’la sürdüreceğim.” Tanrı İbrahim’le konuşmasını bitirince ondan ayrılıp yukarıya çekildi. (Yaratılış 17:21-22).
Tanrı bir kez daha beden aldı. Bütün bölümü okursanız görürsünüz. Beden aldı ve o beden içinde göğe alındı. Aynen İsa Mesih’in yaptığı gibi.
8) “Seni Mısır’dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim. “Benden başka tanrın olmayacak. “Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın. Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı’yım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım. (Mısırdan Çıkış 20:2-5).
Maalesef Türkçe biraz zayıf bir dil olduğundan “kıskançlık” kelimesinin iki anlamı var. Hem sevdiğin birini başkasına kıskanmak hem de başkasında olup ta sende olmayanı kıskanmak. Tanrı burada başkasının malını kıskanmıyor, çünkü O Tanrı’dır. Sevdiği kişiyi kıskanmak ise kötü bir şey değildir, doğal bir şeydir (bencil olmamak şartıyla).
Esenlikle!