Re: Mutlular ve Mutsuzlar

#30057
Anonim
Pasif

Ben bir insan tanırım uzun yıllardır tanırım. Kendisi farklı yollardan çok paralar kazandı biriktirdi öylesine biriktirdi ki yaşadığı semtteki banka müdüründen başkası ne kadar parası olduğunu bilmez ve bu müdür onu görünce ayağa kalkıp ona saygı gösterirdi. Parasını o bankada saklar paylaşmaz devamlıda insanların zaaflarından, zayıflıkarından para kazanmaya devam ederdi. Çünkü insanları sevmez saygı duymaz ve hiç acımazdı insanlara. İnançsızdı, yaşadığı bazı olaylar onun içindeki Tanrı sevgisini, saygısını ve korkusunu silmiş, tamamen bu dünya yaşamından başka yaşam olmadığına inanır ona göre yaşardı. Bu yaşamdan başka yaşam yoksa ve bir Tanrı yoksa,yani yaptıklarının hesabını soracak bir ilahi güç yoksa neden neden ölümü dert edip sonraki yaşam için hazırlık yapsaydı ki. O da öyle yaşadı ve çok kazandı biriktirdi.
Ta ki bir gün tesadüfen yine bir iş nedeni ile bir imanlı kardeşle tanışıncaya kadar. O kardeşimizden bu yaşamı, Tanrıyı, ölümü, ölümden sonraki yaşamı öğrendi. İçinde yıllardır eksik olan taşlar yerine oturmaya başladı. Her taş yerini buldukça o yaptıklarından pişmanlık duymaya başladı. Eziyet ettiği, canlarını yaktığı, haksızlıklar yaparak paralarını, mutluluklarını, sağlıklarını aldığı insanlar bir bir ziyaret etmeye başladılar onu karanlık gecelerde. Uyuyamaz oldu. Güçlü idi çevresinde onu koruyacak ona destek olacak kendisi gibi gaddar bir çok insan vardı ama onu uykusunda koruyamıyorlardı. Rüyalarında artık çiçekler, kuşlar mutluluklar göremez oldu. Gözlerini kapamaya korkar oldu kabuslar çöküyordu her ışık söndüğünde odasına. Günlerini artık odasına kapanarak “ben ne yaptım Rabbim” diye kendi içindeki hesaplaşmalarla geçiriyor ama bir sonuca ulaşamadan diğer hesap başlıyordu. Bir kişi değildiki hakkını yediği canını yaktığı bir hesapla halletseydi işi. En önemlisi de bu insanların çoğunu tanımıyordu bile.
Günlerce odasına kapanıp Rabbinden af diledi, bağışlanmasını istedi, yaptıklarının bedelini ödemek için ölmeden bir fırsat istedi ama nasıl yapacağını nasıl ödeyeceğini bilmiyordu.
Uykusuz geçen bir gecenin sabahında kalkıp bankaya gitti. Müdür yine onu saygı ile selamlayıp yer gösterdi. Büyük ihtimalle yine bir çanta para ile geldi diye düşünüyordu. Evet elinde bir çanta vardı ama bu sefer boştu çanta ve bu sfer onu müdür dolduracaktı. Bankadan bütün parasını son kuruşuna kadar çekti o sabah. Buna en çok müdür üzüldü tabi. Çünkü onun parası ile işler çeviriyor ve para kazanıyordu. Bütün parasını çantaya doldurdu yanına en güvendiği adamlarından birini aldı. Yaşadığı şehirden uzakta köyklerden birine gitti seçmeden yolun onları götürdüğü bir köye. Eski işinden kalma çabuklukla arabasının plakasını da yolda değiştirmişti. Muhtara köydeki fakir ihtiyaç sahibi insanları çağırmasını söyledi. Toplandılar bir evde ve orada çantasındaki paranın bir kısmını o insanlara dağıttı. Geri dönüşte yanındaki arkadaşı ne olduğunu anlamamış ama sormaya da cesaret edememişti çünkü biliyorsu zalim ve acımasızdı kızabilirdi sustu arkadaşı ama yol boyunca meraklı gözlerle süzdü ondaki değişikliğin nedenini anlamaya çalıştı.
Bu olay ilerleyen günlerde farklı köylerde para tamamen son kuruşu bitene kadar devam etti. Hatta iki kez de bu yaptığından dolayı karakolda ifade vermek zorunda kaldı. Sonunda bitirdi kazandığı tüm parayı. Gerçek sahiplerine vermesede ihtiyacı olanlara verdiği için bir nebze rahatlamış huzur bulmuştu. Ama yinede bir eksiklik bir yangın vardı içinde ve bu yangın hala devam etmekte. Sanırım sonsuza dek sönmeyecek.
Şimdi o tanıdık kişi bir şirkette çalışmakta, ekmeğini alın teri ile kazanmanın mutluluğunu yaşamakta ve bundan son derece memnun. Çok kazanmıyor hatta kazandığı kendisine bile zor yetiyor ama çok mutlu. Sadece karanlık gecelerdeki kabusları henüz sona ermedi ve bunun için tüm imanlı kardeşlerden dua istiyor. Rabbin esenliği, bereketi ve sonsuz bağışlama gücü onun üzerine olsun. AMİN
Yani kardeşlerim para insanı mutlu etmiyor. Günahlarından arındırmıyor. Cennetteki sonsuz yaşamda sizlere hiç bir öncelik sağlamıyor. Öyleyse Rabbin paylaşıma verdiği önemi düşünün ve biriktirmek yerine paylaşın. Ama herşeyi biligiyi, mutluluğu, hüznü, neşeyi, elimizde olan bizim olan herşeyi paylaşalım. Paylaşalım ki Rabbimiz, İsa Mesihimiz, Kutsal Babamız da bizimle bereketini, esenliğini, cennetini bizimle paylaşsın. Bizimle oğlunun canını, bizimle kendi kanını paylaşanları unutmayınız. Her şeyin bu dünyanın sonsuz yaşamın cennetin sahibi Babamız paylaşmak zorunda olmadığı halde ve ona bunu yaptıracak hiç bir güç olmadığı halde paylaşıyorsa ve bundan dolayı o herhangi bir ödülde almayacakken, bizim paylaşacaklarımız onların yanında ne kadar değerlidir, sizin takdirinize bırakıyorum.

Saygılarımla,
Rabdeki yoldaşınız.

” İnsanoğlu’na bağlılığınız yüzünden insanlar sizden nefret ettikleri, sizi toplum dışına itip aşağıladıkları ve adınızı kötüleyip sizi reddettikleri zaman ne mutlu size ! ” Luka 6: 22 )