Re: Incil’ın ıspatı
“Kendimizi yine tavsiye etmeye mi başlıyoruz? Yoksa bazıları gibi size, ya da sizden tavsiye mektuplarına ihtiyacımız mı var? Bütün insanlarca bilinen ve okunan, yüreklerimize yazılmış mektubumuz sizsiniz. Hizmetimizin sonucu olup, mürekkeple değil, yaşayan Tanrı’nın Ruhu’yla; taş levhalara değil, insan yüreğinin levhalarına yazılmış Mesih’in mektubu olduğunuz açıktır. Mesih sayesinde Tanrı’ya böyle bir güvenimiz vardır. Herhangi bir şeyi kendi başarımız olarak saymaya yeterliyiz demek istemiyorum, bizi yeterli kılan Tanrı’dır. O bizi yazılı yasaya değil, Ruh’a dayalı yeni bir antlaşmanın hizmetkârları olmaya yeterli kıldı. Yazılı yasa öldürür, Ruh ise yaşatır.” (Korintliler 3:1-6)
Sevgili Dilbera-Dersimi,
İki bin yıl evvel, şimdi olduğu gibi, kim olduğumuzu gösteren, bizi öven ve tanıtan, bizlerden daha saygın veya daha fazla bilinen birinden bir mektup sunmak, işlerimizin halline ve kabul edilişimize yardımcı olurdu (yani tavsiye mektubu). Ama Pavlus burda, “Yüreklerimizde yazılı olan mektup, sizsiniz” diyor. Yani, “Bizim yüreklerimizde Mesih tarafından yazılmış bir tavsiye mektubu vardır. Elimizde ve kâğıt üzerinde değildir. Şimdi ise, emeğimizin ve Tanrı’nın Ruhu sayesinde, herkesce bilinen ve okunan mektubumuz, siz oldunuz.”
Mesih, Yaşayan Tanrı Kelâmı, Tanrı sözüdür. Kitap falan getirmedi. Kelâm Ben’im dedi. O “Kelâm” Pavlus’un yüreğine girdi. Ne dediğini okumak için, Pavlus’a bakmak, ondaki değişikliği görmek yeter.Çünkü sözle, konuşmakle değil; Kelâm gerçekleştirmekle bilinir. Canlıdır. “Ol” der ve oldurur. “İsa’nın mesajı neydi? Hani O’nun Kitabı?” gibi sorulara cevap veriyor burada Pavlus. Bu yazı, Pavlus’tan Korintlilere, onlardan da bugüne kadar bizlere gelmiştir.Hep yüreklere yazılarak.
“fakat başkalarının da aynı yazıları kaleme alabilmesi kutsal kitabın eşşizliği iddasıyla ne kadar uyum sağlar ?” demişsiniz. Kutsal Kitap, İsa’ya inanan insanların yüreklerine milyonlarca kez yazılmıştır. Bu Kutsal Ruh’la olmuştur. Hayat değiştiren budur zaten. Çünkü bu Kelâm, İsa’nın kendisidir. O farklı farklı olmaz. İkibin yıl evvel ne ise, şimdi de odur. Bu yüzden hiç kimse, Kutsal Kelâm’a zıt veya ters bir öğretinin Rab’den olduğunu söyleyemez. Rab bizlere, Pavlus’a, Petrus’a, Yuhanna’ya ne öğrettiyse, onu öğretir. Yani biz, ayni Kelâm’ın kopyalarıyız. Hayır, kopyaları demiyecem, milyonlarca da olsa, asıllarıyız.
Tanrı Kelâmı, hiçbir zaman hakikî bilime ters değildir. Çünkü bilim, yapılanı ve yaratılmış olanı ‘anlama’ sanatıdır. Taraflı yorum yapan, Tanrı düşmanı olan ve günah içerisinde yaşayan bilim adamları da vardır. Ters düşen, sadece onların kendi taraflı yorumlarıdır. Yani hakikî bilim, mutlaka ve mutlaka, Tanrı Kelâmı’nı doğrular niteliktedir.
Araştırmalarınızı gördükçe sevinç duyuyorum. İçimde bir umut oluşuyor ve sizin için dua ediyorum. Rab sizi bereketlesin.