Re: Bilime Hristiyan Bakışı

#28657
Anonim
Pasif

Ancak, Tanrı’nın bu dünyanın ” normal” fiziksel düzeninde süregelen etkinliklerine dikkati çekmişken, bizim deneyimlerimizin dışında olan ve normal ” bilimsel ” nedenlerle açıklanması olası görünmeyen bazı olguların da varlığını anımsamamız gerekir. Örneğin, ölmüş insanlar tekrar yaşama dönmezler. Lazar öldüğünde ( Yeni Antlaşma’nın kaydettiği bir olay) arkadaşları ve komşuları onun öldüğünü kesin olarak biliyorlardı. İsa Mesih dört gün kadar sonra oraya geldiğinde , O’na Lazar’ın yattığı mezara girmemesi için yalvardılar. Çünkü bedenin kötü kokusunun dayanılmaz olacağını biliyorlardı ( Yu. 11:39 ). Ama İsa Mesih Lazar’ı ölümden diriltmeyi uygun gördü. O’nun bunu yapmaktaki tüm amaçlarını bilmesek de, İsa’nın Lazar’ın kızkardeşinin ve arkadaşlarının kederinden çok etkilendiğini ve ağladığını okumaktayız. Çarpıcı olan, İsa Mesih Lazar’ın çıkması için mezar taşının açılmasını emrettiğinde, bunu herkesin gözü önünde yapmasıdır. Böylece, izleyenler Tanrı’nın gücü aracılığıyla gerçekleştiğini bileceklerdi.

İsa gözlerini gökyüzüne kaldırarak şöyle dedi: ” Baba, beni işittiğin için sana şükrediyorum. Beni her zaman işittiğini biliyordum. Ama bunu, çevrede duran halk için, beni senin gönderdiğine iman etsinler diye söyledim. “

Aynı şekilde İsa Mesih’in dirilişi de bilimsel soruşturmaya açık bir olay değildir. Bilim tekrarlanabilir olayları araştırmakta iyidir, ama birçok tarihsel olay, o durumun doğası nedeniyle eşsizdir. Bilim kendi başına İsa Mesih’in dirilişi hakkında, Hastings Savaşı hakkında söyleyebileceğinden fazla bir şey söyleyemez.İddia edilen tarihsel olaylar, farklı türden kanıtların tartılıp değerlendirilmesini gerektiren bir dizi olaya dayanmaktadır. Görünüşe göre İsa Mesih’in bedensel olarak dirilişi lehine tarihsel kanıtlar oldukça güçlüdür ve zaten dönüm noktası olan bu olay olmadan hristiyan hareketi hiçbir zaman ileri gidemezdi.

Eğer İsa Mesih iddia ettiği gibi gerçekten Tanrı’nın Oğlu’ysa, o zaman zaten ölümün O’nu mezarında tutmayı başarması şaşırtıcı olurdu. Yaşamın yaratıcısı ve sürdürücüsü olan bir varlığın ölüm tarafından yok edilebilmesi anlamlı olmazdı.Eğer dirilişlerin düzenli olarak her perşembe saat 13.00’te olduğunu bilseydik, tüm cihazlarımızı hazır edip kurallara uygun bir soruşturma yapabilirdik. Ancak bilim adamlarının bilim adamı olarak bu konuda söyleyecekleri hiçbir şey yok. Bununla birlikte bu tür olayların sonrasında dünyada oluşan ve gözlemleyebildiğimiz geri dönülmez değişimler olmuştur. İsa Mesih’in dirilişinin, hemen izleyen haftalarda O’nu gördüğünü söyleyen yüzlerce kişi dahil, milyonlarca kişi üzerinde derin bir etki yaptığı kesindir. İsa Mesih’in dirilişiyle ilgili kanıtları ne kadar dikkate alacağımız, elbette, evreni ayakta tutan yaratıcı bir Tanrı’nın varlığını dikkate almaya ne kadar istekli olduğumuza bağlıdır. ( Denis ALEXANDER )

Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.