Re: Ateistin ninnisi…

#34803
Anonim
Pasif

Bu arada bazı düzeltmeler yapayım kendime:

Dawkins’e Hawkins demişim (ismini kozmolog olan ikincisiyle karıştırmışım, benzerlikten dolayı). Aziz Maksimus ise beşinci değil, altıncı ve yedinci yüzyıllarda yaşamıştır.

Bir de şunu not edeyim, aradaki fark çok önemli çünkü:

Benim eleştirim ‘militant’ olarak tanımlanan ille de ‘Tanrı’nın yokluğundan eminiz’ türünden tavır takınanlara karşı. ‘Bilmiyorum, belki vardır belki de yoktur’ türünden samimi bir şekilde bilmiyor olduklarını itiraf edenlere karşı değil. Onlar zaten ‘ateist’ değil… ‘agnostik’ denebilir kendilerine.

Şunu da söyleyeyim ki dinin siyasete ve menfaat dolaplarına alet edilmesinden dolayı kendisine karşı allerji geliştirmiş bazı ateistim diyenler de vardır ki aslında ateist oldukları yok müesseseleşmiş, siyasete alet edilmiş din karşıtı oldukları vardır. Ama samimi dindarlıkla sahte dindarlığın farkını hiç irdelememişler bilinçlerinde, topyekün bir red tavrı almışlardır. Bu gibi insanların arasında çok sade yaşayan, dürüst ve fedakar insanlar vardır şüphesiz. Dini reddedişleri bile dürüstlüktendir hatta. Ve, bu türden olanları gerçek bir mümin ile karşılaştıklarında hemen içlerinde samimi sorgulayış belirir, saygı gösterirler.

İnciller’deki Pontius Pilatus mesela Roma ordusu subaylığı sertliğine sahip ama aynı zamanda vicdanının sesi ölmemiş biri olarak karşımıza çıkıyor. Son anına kadar da Efendimiz’i çarmıhtan kurtarmak için kendince elden geleni yapıyor, artık bir şey yapamayacağını anladığında ise ‘bu işin sorumluluğunu siz yükleniyorsunuz, ben ellerimi yıkıyorum’ diyor… Bazı apokrif anlatılara göre Pontius Pilatus sonradan Hristiyan olmuşmuş. İnciller’deki anlatılardan öyle bir gelişmeye hazır biri olduğu izlenimi veriliyor gerçekten de…

Özetle, bizim eleştirimiz bir kalp katılaşmışlığı olan ‘ateizm’e karşı, Tanrı’nın varlığı konusunda kolay ve hazır cevapları hazmedemeyen bir bilinç dürüstlüğüne karşı değil kesinlikle.